Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk > Atatürk'ün Anıları | Atatürk Şiirleri

Atatürk'ün Anıları | Atatürk Şiirleri Beni hatırlayınız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 08.04.2021, 23:14   #1
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün Cumhuriyet Savcılarına Seslenişi

Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün Cumhuriyet Savcılarına Seslenişi



"Türkiye Cumhuriyetinde kimsesiz bir birey yoktur... Kendilerini kimsesiz görenlerin, yanlarında her an haklarını aramakla görevli Cumhuriyet Savcıları bulunduğunu asla unutmamaları ve bundan emin olmaları gerekir."

Her uygar ve çağdaş devlette olduğu gibi, Türk Cumhuriyeti Adliyesinde de, Cumhuriyet Savcılarını yüksek ve son derece önemli bir görev ve makamın temsilcileri olmak üzere tanırım. Devrim Savcılarının, kendilerine verilen bu büyük görevin önemine uygun olarak gayretli ve çalışkan olmaları konusunu, adliyemizin başarı ve üstünlüğünün en önemli etkenlerinden sayarım. Laik Türk Devrimi, çağımızın uluslara yaşama ve yükselme yeteneğini veren en son ve en uygar ilkelerinin bir ifadesi ve Türk Ulusunun büyük fedakârlıklarıyla sürdürülen ve kazanılan büyük mücadelesinin eseridir. Devrimlerin gerçekleşmesi, kararları ve kanunlarıyla, ulusal irade ve ulusal egemenliğin bir görünümü; bütünü itibariyle de Türk Ulusunun bütün haklarıdır. Devrimlerin her biri, ulusun emeği ve hakkı ile gerçekleşmiştir. Cumhuriyet Savcılarımızın, devrimin gerekleri etrafında, en kıskanç ve uzakları gören hassas nöbetçiler olmalarını, asıl görevlerinden sayarım.

Bütün düşüncelerin üzerinde olan kamu hukuku ve kamu yararının korunmasının, devlet ve hükümet gücünün mutlaka sağlanması ve korunmasıyla mümkün olabileceğini önemle hatırlatırım. Cumhuriyette devlet ve hükümet gücü, ulusal irade ve ulusal egemenliğin en kesin ve en temel ifadesi ve görünümüdür. Türk yasalarına dayanan bu yetki ve güce engel olacak en küçük bir girişimin dahi, ulusun egemenlik hakkına açık bir saldırı olarak değerlendirilerek, buna yeltenenlerin mutlaka mahkeme huzuruna çıkarılmasını talep ederim. Özgürlüğü ve yasaları bir alet gibi öne sürerek, ulusun en küçük bir yararını bile tehlikeye atmak hakkına hiç kimse sahip değildir. Devlet halinde yaşayan uygar uluslarda, özgürlük ulusun emrindedir; yüksek yararlarının gerektirdiği şekilde genişletilir, sınırlanır ve belirlenir.


Yakın tarihimizde ve eski zamanlarda, dinlerin zorba hükümdarların, rahipler ve çıkar sağlayanların elinde bir baskı aracı olması gibi, çağımızda kesinlikle izin verilemez ve hoş görülemez. Devrime karşı koyan muhalefetin özgürlükten ve yasadan yararlanmaya hakkı yoktur. Bireyin değil, bireylerin tamamını ifade eden toplumun ve devletin yararı her düşünce ve kaygıdan önce gelmelidir. Sınırsız bireysel özgürlük ve kişisel çıkar peşinde olanlar, kendi emellerini, çıkarlarını ulusun yüksek çıkarları ve özgürlüğünden üstün tutanlardır. Sınırsız kişisel özgürlükler, kişisel çıkarlar, uygar ve düzenli toplumları, devletleri yıkarak anarşiyi ve çoğunlukla da zorbalığı yaratır.

Anarşi ve zorbalık, doğrunun yanlışa, zayıfın güçlüye yenilmesi sonucunu doğurur. Uygar uluslarda, yasa ve özgürlük, yüksek çıkarların korunması için düzenlenir ve kabul edilir. Çağdaş devlet kurmaya ve bu kuruluştan yararlanmaya karar veren toplumlarda, bu kesin bir şart ve zorunluluktur. Birey yok, toplum vardır.

Zorbalık ve monarşiyle yönetilen ülkelerde, yasa ve özgürlük bir kişinin veya sınıfın emellerini sağlamaya yarayan bir araç olur. Göçebe veya ilkel topluluklarda, toplum değil kişinin çıkarları vardır.

Halkçılık esaslarına dayanarak yönetilen bir ülkede, düzenin diğer her yönetim şeklinden daha fazla önem ve ısrarla kurulması ve geliştirilmesi gerekir. Bu kuralın, çağımız uygarlığının başarı sırlarından en önemlisi olduğunu hatırlatırım. Halk yönetiminin, ancak bu şekilde başarıya ulaşacağından ve insan haklarının ancak bu yoldan korunabileceğinden asla kuşku duyulmamalıdır. Düzen ve işleyiş, halk cumhuriyetlerinde, ulusal egemenlik ve ulusal çıkarlar gibi en yüksek yetkinin bir gereğidir. En son hukuk kurallarına dayanan bu gerçekleri, Türkiye Cumhuriyeti Savcılarının, bir an için bile gözden uzak tutacaklarına ihtimal vermem.

Yasalarımızın uygulanmasında, bu yönlerin önemle ve mutlaka dikkate alınmasını talep ederim.


Gazi Mustafa Kemâl, 9 Ekim 1925

Doç. Dr. Ali Birinci

Yeni Türkiye Dergisi, Cumhuriyet Özel Sayısı I, 1998, s. 23-24 ANKARA



Cumhuriyet Savcısı Sıfatı Neden Verilmiştir?

Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından 'Hukuk Reformu yapmakla' görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için 'Cumhuriyet Savcısı' unvanının isim babasıdır. Ata'nın huzurunda 'Hukuk Reformu' için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır:

'Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir?

Cumhuriyet Başbakanı,
Cumhuriyet Bakanı,
Cumhuriyet Müsteşarı,
Cumhuriyet Valisi,
Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da,
Neden Cumhuriyet Savcısı?
Savcılara neden bu imtiyaz?

Atatürk, Bozkurt'a 'Ne diyorsun?' diye sorar.
Bozkurt'un cevabı çok net olur:


'Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır.'

Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. 'Devam et Bozkurt' der.

Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır. Bugün Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekiyor.

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.04.2021, 01:09   #2
Çevrimdışı
Bursalı68
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün Cumhuriyet Savcılarına Seslenişi

Alıntı:
'Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır.'
Merhaba,

Bunu anlayabilecek savcı kaldı mı bu ülkede, emin değilim, hatta kalmamıştır diye düşünüyorum.

Sağlıcakla kalınız...
__________________
Kötülüğün galip gelmesi için iyi insanların bir şey yapmaması kafidir...
Edmund BURKE
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Bursalı68'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
atatürkün, cumhuriyet, kemâl, mustafa, savcılarına, seslenişi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 20:44.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.