Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Görsel ve İşitsel Sanat Yapıtları > Resim | Fotoğraf | Heykel


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 10.04.2021, 14:30   #1
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum


Mehmet Kılıç bir fotoğraf sanatçısı. Urfa Harran’da doğup büyüyen Kılıç, Oğuz Haksever’in “O AN” programından etkilendiğini ve fotoğrafa merakının bu şekilde başladığını söylüyor. Mehmet Kılıç, kültürleri, sevinçli, üzüntülü insan portreleri, hayvanları, mültecileri, göçmenleri kendi deyimiyle ötekileri anlatıyor. Kilis’te yaşayan, işi gereği her gün Halep, Afrin ve İdlib’deki mülteci kamplarını gezen Kılıç, heybesine doldurduğu hikâyeleri Gazete Duvar okuyucuları ile paylaştı.


Öncelikle şunu sormak isterim: Mülteci kampında ne iş yapıyorsunuz ve ne zaman başladınız?

Fiilen 2011 yılından bu yana mülteci ve iltica, sürgün ve yurdundan kopanlarla birlikteyim. Birlikte nefes alıp vermekteyim onlarla. Fotoğraf çekimlerim onlar odaklı. Onların acılarını, elemlerini ve yaşayış biçimlerini özümseyerek, benimseyerek hemdert olmaya çalışıyorum. Mülteci kamplarında saha araştırmacılığı ve çevirmenlik yapmaya çalışıyorum. Benim işim bir çevirmenlikten öte daha doğrusu onun ötesine taşırmaya çalışıyorum. İnsanların hislerini anlayıp onlara yardımcı olmaya çalışıyorum.



Fotoğraf çekmeye ne zaman ve nasıl başladınız? İlk Fotoğraf makinenizi aldığınızda neler hissettiniz?

2014 yılında fotoğraf çekmeye başladım. Ama bundan öncesi var. Ben Harran’da doğdum. Müthiş bir görsel malzeme ile donatılmış bir coğrafyadır Harran. Taş evleri, insanları, elli dereceye varan sıcağı, sıcakta o ışığın kırılması, renklerin oyunları… Oğuz Haksever’in “O AN” programı vardı NTV’de o zaman. Büyülenmiş gibi bakardım “o an”ların fotoğraflarına ve etrafımdaki tüm bu görsel malzemeyi böyle yakalamak isterdim. Yıllarca bu arzu içimde kendini büyüttü. Ancak ha deyince bir makine sahibi olabilecek bir bütçem yoktu.



'HAYALİMDEKİ MAKİNE İÇİN YILLARCA PARA BİRİKTİRDİM'

Öğrenciydim, kendi masraflarımı karşılamak için çalışırdım. Çalıştıklarımdan arttırdığımı o hayalimdeki fotoğraf makinesine ulaşmak için biriktirdim. İlk fotoğraf makinemi Harran Üniversitesi hocalarından Abdülhalik Pınar hocamdan aldım. Abdulhalik Hoca’ya içimdeki fotoğraf tutkusundan ve bütçeme uygun bir fotoğraf makinesi aradığımdan bahsetmiştim. Kendisi sağ olsun, İngiltere’deki öğrenciliği sırasında aldığı ve onun için çok kıymetli olan makinesini bana birkaç gün düşünüp tarttıktan sonra yok pahasına verdi. Bir vuslat anı gibiydi benim için, yıllardır ben içimde görüntüler biriktiriyorum. Anlar, renkler, yüzler… Ve artık bunları zihnimin dışına taşırıp somut bir akış halinde hem kendi gözlerimin önüne serebilecektim hem de insanlara “Ben baktım ve bunu gördüm” diyebilecektim. Hasılı çok heyecanlıydım. O günden bu yana da fotoğraf makinem bensiz; ben de onsuz, birbirimiz olmadan olamadık.


Mehmet Kılıç için fotoğraf çekmek ne demek? Kendini anlatma mı, yaşamı anlatma mı?

Hayat öyle geniş, uçsuz bucaksız bir mekân ki, bu mekânın içinde her türden, insan başta olmak üzere sayısız varlık mevcut, bizler bazı zamanlar onlarla aynı paydada yer alıyor ve onlarla bir oluyoruz. Ben bu noktadan bakıyorum. Benim için fotoğraf hayatın ta kendisi, tam merkezi. Hal böyle olunca, zaten kendinizi, derdinizi de anlatmış oluyorsunuz.



Her kesimden insan var fotoğraflarda. Bazen Tarlabaşı’nın ara sokaklarında bazen Adana Karataş’ta mevsimlik işçi, bazen Üsküdar sahilinde kültürler bazen Urfa’da horoz dövüşünden bazen Halep’te traş olan Muhammed… Hep hayatın içinde görüyorum fotoğraflardan sizi. Fotoğrafçılık aynı zaman bu kadar renkli olmak mıdır? Yoksa renkli olan siz misiniz?

Renkli olan yaşam, kültür ve miraslardır. Birtakım insanlar fotoğraf sanatını, sözüm ona ‘bu benim hobim” adı altında zamanı ölümsüzleştirme değil de öldürme olarak ele alıyor. Fakat bu durum benim için her şeyden öte bir uğraş. Çünkü fotoğraf sanatı benim yaşamım; benim yaşamım fotoğraf sanatı merkezli. Bir rivayet vardır: Bir gün Allah, Hz. Musa’ya diyor ki ‘’Sen şehre giren yabancıları hemen tanırsın.’’ Ben de, yabancıyı, ötekiyi resmetmeye çalışıyorum, objektifimin odağı haline getirerek dikkatleri toplamaya çalışıyorum.



Fotoğraflarınızda dikkatimi çeken bir detay var. İnsan portreleri… Umutlu, hüzünlü, az da olsa neşeli… Neden insan yüzü, kim bu yüzler?

Bu yüzler göçmen yüzler. Aslında o yüzler dünyanın kanayan yaralarının birer resmi. O yüzler her şeyi anlatan yüzler. Yüz bütün dünyanın merkezi ve odağı. Çaba sarf ederek umut saçan yüzlerin fotoğraflarını çekiyorum. O çaresizliklerin içinde umudu arıyorum ve resmediyorum. Bu noktada Abdullah Elçi hocamın portelere dair zihnimde açtığı bir mecra söz konusu. Kendisi de Urfalı bir fotoğraf sanatçısıdır. Sokaktaki, yaşamdaki yüzlerin anlam derinliğine ve anlamı aktarmadaki gücüne beni yönlendirdi.



Her gün sabah erkenden Suriye’ye gidip geliyorsunuz. Nasıl bir duygu bu? O Kamplara gittiğinizde ne hissediyorsunuz?

Her sabah o bölgeye, kan ve barut kokusunun insanın genzini doldurduğu, işkencenin, kimsesizliğin ve çaresizliğin bölgesine, yurdundan edilmişlerin ülkesine ayak bastığımda ruhumun bedenimden çıktığı hissini çok yoğun yaşıyorum. Bu bana her gün yeni ve tesirli bir travma yaşatıyor. Nereye gidersem de gideyim, bu benim peşime takılıp duruyor. Tellerin öte tarafına geçince, hiçbir şey yokmuş gibi, insanların normal yaşamlarına devam ettiklerini görünce daha çok üzülüyorum; bu mukayese beni derinden bir kez daha depreme uğratıyor. Konfor, lüks, tüketim toplumu ve hemen karşıda da bomba sesleri, dinmeyen acılar ve durmayan kan. Aslında bunu tek taraflı düşünmek de isabetsiz. Malik Bin Nebî’nin de bir sözü var: Ezen kadar ezilen de suçlu. Bunda savaşa sessiz kalan herkesin suçu var! Gözlemlediğim kadarıyla; savaşın uzun sürmesi oradaki toplumun var olan tüm özelliklerini kirletip mağlup konumuna düşürüyor, ancak bunun hemen karşılığında her sabah o kamplarda bin bir umutla güne başlayan çocuklar hayata ana renklerin rengini katıyor ve bu benim bilincimde sonsuz bir coşkuya neden oluyor. Umut her şeye rağmen var; orada, o çocukların gözlerinde, bakışlarında, gülüşlerinde diyor insan.



Fotoğraflarınızda genellikle kısa kısa hikayeler görüyoruz. Kamplarda insanlar dertlerini, hikayelerini anlatır mı? Herkesin bir görülmeyen yüzü var mıdır?

Fotoğrafın hikâyesi fotoğrafın içinde gizli değildir aksine gözler önündedir. Çünkü kelimelerin hafızasıdır aynı zamanda fotoğraf, çünkü kelimelere canlılık verir ve onları dile getirir. Bu yüzdendir ki fotoğraf hikayeleri kendiliğinden meydana geliyor. O anla birlikte o hikayeyi de yakalayıp yansıtabilmek kalıyor geriye.



Doğru, fotoğrafta göz önündedir hikaye ama gösterildiği kadar. Bir fotoğraf vardı İnstagram sayfanızda. Fotoğrafın adı ‘Kalaşnikof tetiğinin arkasındaki gözler ve bakışlar’ Nasıl oluştu fotoğraf anlatır mısınız?

O bakış çok ürpertici bir bakış idi. Çünkü çaresizlik her şeyi yaptırır insana. Oradaki o gözler çaresizlikten dolayı; tetiğe sığınmışlığı anlatıp durur etraflıca. Bu aslında çok korkunç bir hal. Ancak gel gelelim; insanın umutsuz ve beklentisiz kalışı, insanı sığınılacak çok acayip diyarlara sevk eder. Fotoğraftaki kişi, kamp güvenliğinden sorumlu. 36 yaşında, üç çocuk babası bir adam. Her gün güvenlik görevi için kampa gelip gidiyor. Ailesini geçindirmek için bunu yapmak zorunda. Savaşın yıllardır hüküm sürdüğü bir yerde, bu insanlar da ne acıdır ki maişetlerini savaştan ve savaş koşullarından sağlıyor.



O FOTOĞRAF NAMLU ÖNÜNDE, ARKASINDA BIRAKILAN TOPLUMUN ÇARESİZLİĞİ

Daha önce Özgür Suriye Ordusu’nda (ÖSO) yer almış, çünkü bu trend halinde ve tek seçenek olarak önlerine sunuluyor. Ancak dediğim gibi orası dengelerin, dolayısıyla namluların hedefinin bir anda değişebildiği bir coğrafya. Yarın tuttuğu namlunun ucunda kendisinin bulunabileceğini gördüğü noktada bu işi yapmayı tercih ediyor. Kendi güvenliği için, çocuklarını doyurabilmek için, insan güvenliğini sağlamak için, o namluyu karşıya tutmak yerine havaya tutmak tercihinde bulunuyor. Onun çaresizliğidir o fotoğraf. Onun nezdinde yaşamını ya namlunun önünde ya arkasında geçirmek zorunda bırakılan bir toplumun çaresizliğidir.



Sizin fotoğraflarda sevdiğim bir yanda şu: Mülteci kamplarındaki dram, yaşam koşulları tüm çıplaklığı ile anlatılıyor. Ama hayata tutunmaları, hayat devam ediyor da bir o kadar iyi yansıtılıyor. Lokma tatlısı satan çocuk, kartondan araba yapıp, birbirlerini çeken çocuklar, kendi çocukluğunda kardeşini taşıyan çocuk… Savaşın çocukları göründüğü kadar mücadeleci mi?

Ortadoğu coğrafyasında çocuklar kendi yaşlarından daha büyük gözlerle dünyaya merhaba der. Zorunlu sebeplerden kimi çocuklar kardeşlerine, anne babalık yapıyorlar. Kendi çocukluklarını yaşayamıyorlar ve erkenden büyümek zorunda kalıyorlar ancak bu işin içinde başka bir nokta daha var; Doğan Şahin hocanın çok değerli bir tespiti vardı; travma toplumunda çocuklar travmayı kendilerine göre bir oyuna çevirip yaşanır, katlanılır kılıyorlar. Yetişkinlerden farklı işliyor zihinleri bu noktada. Kendi kurgularını yaratıyorlar. Ve muzaffer oluyorlar bu karşılaşma içinde. Gördükleri acıyı bu şekilde sağaltmaya çalışıyor. Bu şekilde savaşa karşı çok daha sağlam duruyorlar.


Bu kadar çeşit insan içinde olunca heybeniz dolmuştur sizin. Var mıdır sizi etkileyen unutmadığınız anlar, hikayeler, fotoğraflar?

Urfa Kuş Pazarı’nda gördüğüm güvercinlerin içinde olduğu hal benim içimi burkmuştu. Bu benim üzerimde büyük bir tesir bırakmıştı. Sonra, onlar farklı ülkelerden getirtilip, doğrusu kendi ülkelerinin semalarından kopartılıp hiç tanımadıkları bir ülkeye satılığa çıkarılmışlardı. Bu çok çirkindi. Bu masumiyet o hayvancıkların gözlerinden anlaşılabiliyordu. Çukurova’da gördüğüm siyahi mevsimlik tarım işçileri… Tarım işçileri zaten hep ötekilerdendir ama bu insanlar ötekinin ötekisi idi. Yok pahasına, kırdırılan yevmiye ile varlık mücadelesi veriyorlardı. Sonrasında, İstanbul Tarlabaşı Kentsel Dönüşüm projesinde, projeye karşı çıkan Yaşar Amca vardı. Kendine ait tek göz bir evi vardı ve kentsel dönüşüm adı altında kentsel soykırım projesi olan “Tarlabaşı 360” onun evinin duvarına kadar gelmişti. Kedileri ve köpekleri için kasaplardan et parçaları toplardı ve o zor şartlarda o hayvanları da beslerdi. Yaşar Amca yalnız yaşayan bir insandı. Çöplerden, sokaklardan topladıklarını Dolapdere bitpazarında satarak geçimini sağlardı. Dolpadere bitpazarı da başlı başına bir ötekiler dünyasıdır. Can pazarıdır orası bir yerde. Kalbinin dayanamadığı noktada bu hayattan göç etmesi durumu beni derinden etkilemişti.

__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.04.2021, 19:32   #2
Çevrimdışı
Rosebud
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Çok doğallar bir o kadar da güzeller, ben de hep böyle fotoğraflar çekmek istemişimdir ama öncelikle izin almak gerekiyor o kısmı zor geliyor işte bana.
__________________

TEARS AND SOUVENIRS

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Rosebud'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.04.2021, 22:21   #3
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Rosebud Mesajı göster
Çok doğallar bir o kadar da güzeller, ben de hep böyle fotoğraflar çekmek istemişimdir ama öncelikle izin almak gerekiyor o kısmı zor geliyor işte bana.
Ben de çok beğendim.


Evet tam senin bıranşın @Rosebud. Yalnız, şu izin alma işini bilmiyordum. Kimden izin alınması gerekiyor?

__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.04.2021, 13:29   #4
Çevrimdışı
Rosebud
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Fotoğrafını çektiğin kişilerden...
Haberi olmadan birisinin fotoğrafını çekmek pek etik olmuyor.
Bazı fotoğraf siteleri vardır amatör ya da profesyonel fotoğraflar paylaşılır üzerinde kritik yapılır herkes bir yorum yapar, öyle sitelerde meselâ kurallar arasında izinsiz çekilmiş fotoğraflar gönderilmesi yasaktır der.
Ben de işte sıkılıyorum izin almaktan karşındaki anlayışsız çıkar n'apacaksın manyakmısın falan der diye.
__________________

TEARS AND SOUVENIRS

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Rosebud'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.04.2021, 19:09   #5
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Güzel ama çok da güzel değil.



Forumda daha güzel fotoğraflar çekenleri gördüm.



@Rosebud'un çektiği kareler daha net ve güzel bence.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.04.2021, 20:02   #6
Çevrimdışı
Rosebud
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Şımarırım bak şimdi.
__________________

TEARS AND SOUVENIRS

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Rosebud'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.04.2021, 21:03   #7
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fotoğrafçı Mehmet Kılıç'ın 'an'ları: Ötekiyi Anlatıyorum

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Rosebud Mesajı göster
Şımarırım bak şimdi.
Olur.
Gerçekten çektiğin fotoğraflar hoşuma gidiyor.

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
anları, anlatıyorum, fotoğrafçı, kılıçın, mehmet, ötekiyi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:08.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.