Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Dünya Tarihi > Dünya Tarihinde Yer Alanlar

Dünya Tarihinde Yer Alanlar Dünya tarihinde yer alan olay ve portreler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 12.03.2018, 21:28   #1
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kadınlar

"kadın benzerliktir.
ve bence karşıtlıktır.
herşey bir uyak içerisine girer, herşey birbirine
seslenir
ve yanıt verir"

Octavio Paz
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
Eski 12.03.2018, 21:42   #2
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kadınlar

Louise Michel (1830-1905)



“power is cursed, that is why I am an anarchist”



Paris Komünü’ne hayat veren ve Komün’e kendinden izler bırakan kadınlardan birisi de Louise Michel’di.

Louise Michel, 29 Mayıs 1830’da Fransa’da Vroncourt şatosunda dünyaya geldi. Annesi şatonun hizmetçilerinden biri idi. Babası ise küçük Louise dünyaya geldikten kısa bir süre sonra ortadan kaybolmuştu. Küçük Louise dede ve büyükanne diye çağırdığı şatonun sahiplerinin yanında büyüdü. Okuma-yazmayı Voltaire hayranı olan dedesinin gayretleriyle öğrendi. Yine ondan iyi bir eğitim aldı.

Louise ilkokul öğretmeni olmak istedi ve sınavları kazandı. Ancak bu mesleği yapabilmesi için imparatorluğa bağlılık yemini etmesi gerekiyordu; Louise Michel bunu reddetti. Dedesinden aldığı eğitimle sıkı bir cumhuriyet taraftarı olmuştu. Sonuçta resmi okullar yerine özel okullarda çalışmak zorunda kaldı. Hatta 1853 ocağında Yukarı Marne bölgesinde Audeloncourt’da özgür bir okulu bizzat kendisi açtı. İki yıl sonra da aynı bölgede bir başka okulda cumhuriyetçi fikirleri çocuklara aşıladığı için ilk kez emniyetin dikkatini çekti.

Bunun üzerine Louise Michel Paris’e taşınmaya karar verdi. Onuncu bölgede Chateau d’Eau caddesinde bir okulda öğretmenliğe başladı. Okulun müdürü bayan Volier hayatı boyunca onun yakın dostu oldu. Paris Komünü’nün önde gelen isimleri arasında olacak olan Varlin, Eudes,Valles, Rigault ve Theophile Ferre ile de o zaman tanıştı. Bu sırada Paris’te katıldığı tartışmalarla anarşizmle de tanışmaya başlıyordu.

Louise Paris’te, 1871’in Ocak ayında teslimiyetçi hükümete karşı yapılan protesto gösterilerine ulusal muhafız üniforması ile katıldı ve ilk silahlı eylemine katılmış oldu.

Komünle taçlanacak olan 18 Mart ayaklanmasında Louise mantosunun altında sakladığı karabinası ile yer aldı. Komünün yenilgisinin ardından yakalanıncaya kadar da silahını elinden bırakmayacaktı.

**





--Fransız esirleri öldürmekle suçlanan komünarların, askerler tarafından st. bastille meydanı üzerinden kurşuna dizilmeye götürülürken; önlerine çıkıp, "esirleri ben öldürdüm!" demiştir. bu söylem bile louise michel'in kadın hakları ve kadınların yasalar tarafından tanınması için ne denli önemli taşıdığını göstermektedir. zira, o dönem yasalar kadınları tanımıyor ve söz hakkı vermiyordu. dolayısıyla, bu hareketi onu yasalar tarafından tanınmasına, yargılanmasına ve hak elde etmesine sebep oluyordu ..

**


--"Erkek, hangi kesimden olursa olsun, hep efendidir. Biz kadınlar onunla hayvanlar arasında yer alan ayrı bir tür sayılırız. Proudhon kadınları ev kadını ve fahişe olmak üzere ikiye ayırmıştır. Acı içinde itiraf ediyorum biz, çağlar boyunca bu hale getirilen, başka kasta dahiliz. Cesaretimiz varsa bu patalojiktir, bazı bilgileri kolayca öğrenirsek, bu da patolojik bir durumdur. Ben bütün hayatımca buna güldüm.Bugün artık, yanlışlığı ileride anlaşılacak olan bütün hatalar gibi buna da gülüp geçiyorum."

--"iktidardaki namussuz adamlar zararlıdır; iktidardaki dürüst adamlar etkisizdir. özgürlük ve iktidarın birlikte olması imkansızdır."

--"bizim iktidarı ele geçirmemiz yalnızca bir tür iktidarın daha uzun süre hayatta kalmasına yarar; bunun yerine siz erkekler iktidarda kalın ki iktidar daha hızla bozulabilsin."

**






Louise Michel’in imzasını taşıyan “Anarşistler Bildirisi” onun yaşamına damga vuran belli başlı fikirleri yansıtmaktadır:

"Anarşistler, düşünce özgürlüğünün her yerde tanındığı bir çağda sınırsız özgürlüğü savunmayı hak ve görev olarak bilen insanlardır... Özgürlükten yanayız ve bunun, kökeni ve biçimi ne olursa olsun, ister dayatılmış, ister seçilmiş olsun, kralcı ya da cumhuriyetçi olsun herhangi bir iktidarın varlığıyla bağdaşmayacağına inanıyoruz... Eşitlik olmadan özgürlük olamaz!... Bizim istediğimiz eşitlik, özgürlüğün ön koşulu olan fiili eşitliktir. Herkesten yeteneği kadar, herkese ihtiyacı kadar, diyoruz!"


**



--Louise Michel anılarında,«Piç denilen çocuklardanım; ama bana dünyaya gelme bahtsızlığını bahşedenler özgür insanlardı; birbirlerini sevdiler; doğumumla ilgili olarak anlatılan sefil öykülerin hiçbirisi doğru değildir ve annemi yaralayamaz. O hayatım boyunca tanıdığım en dürüst kadındır» dedi.

**




Mahkeme başkanı son söz olarak söylemek istediği bir şey olup olmadığını sorduğunda ise,

Kendini Savaş Konseyi diye adlandıran benim yargıcım olan heyetinizden…. tek isteğim yoldaşlarımın öldürüldüğü Satory meydanına gönderilmemdir. Beni de toplumunuzdan eksiltin. Zaten sizden bunu yapmanız isteniyor. Cumhuriyet savcısının hakkı var. Mademki özgürlük için çarpan her yüreğe bir parça kurşun nasip oluyor ben de hakkımı isterim. Eğer yaşamama izin verirseniz intikam diye haykırmaktan usanmayacağım.»

**


Louise Michel, Le Havre, Gaiety Music Hall’deki bir konferansı sırasında silahlı saldırıya uğradı ve başından ağır bir şekilde yaralandı. Saldırgan, PierreLucas adında, 32 yaşında bir Britanyalıydı. Karısı ve kendisi, Le Havre’deki bir dükkanda çok düşük ücretle çalışıyordu. Michel, karşı devrimci propagandanın etkisi altında eyleme girişen bu kişinin mahkûm olması halinde ailesinin çok zor duruma düşeceği gerekçesiyle mahkemede onun aleyhinde ifade vermeyi reddetti.


**




“şimdi suskun olan yığınlar
okyanus gibi gürlediğinde;
yığınlar ölmeye hazır olduğunda
komün tekrar ayaklanacak.
sayılamayacak bir kalabalık olarak geleceğiz
bütün yollardan geleceğiz
ve karanlıklardan sıyrılan intikamcı hayaletler gibi gelirken
yumruklarımızı sıkacağız
bayrağı ölüm taşıyacak
al kanlara boyanmış kara bayrağı
ve alev alev göğün altında
özgürleşen toprak
mor çiçekler açacak…”

Louise Michel
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
Eski 12.03.2018, 21:49   #3
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kadınlar

“Ben Ulrike Bağırıyorum!”, (Ulrike Meinhof / 1934 – 1976)

68 kuşağının almanya kanadının sosyalist devrimci bayan lideri.Kocasının kendisini aldattıktan sonra çocuklarıyla beraber evden kaçmış ve Andreas Baader’ın çetesi ile birleşip fikirleriyle sivrileşerek RAF’ın Baader-Meinhof çetesine adını vererek liderliğini yapmıştır.. Bir çok banka soygunu ve anarşist eylemlerden tutuklanmış. Son olarak 1972’de tutuklandığında cezaevinde polisler tarafından tam anlamıyla psikolojik işkenceye maruz kalmıştır. Günlerce yemek yememiş ve aşırı zayıflamıştır. Cezaevinde paranoyaklığı artınca Andreas Baader’le arası açılmış ve duruşmalara katılmamıştır.Günlüğünde bugünleri şöyle özetler ; “artık yaptıklarımı savunacak takatim ; düşüncem kalmadı , düşünecek birşeyim kalmadı” ve bir gün cezaevindeki odasının penceresinin demirliğine kendini asarak intihar etmiştir.




Ulrike Meinhof Cezaevinde


“Çok güvenli görünüyorsunuz! Fakat sanmayın ki bu böylece devam edecek! Öfke ve nefret büyük geminizin makine dairesinde terden geberenlerle birleşecek, biliyorum. İspanyol, türk, yunan, arap, italyan göçmenler ve Avrupa’nın tüm ezilenleri…ve tüm kadınlar, ezildiğinin, aşağılandığının sömürüldüğünün farkında olan tüm kadınlar neden burada olduğumu ve beni neden öldürmek istediğinizi anlayacaklar… Gardiyanlar, yargıçlar, politikacılar, hiç biriniz umurumda değilsiniz. Asla beni delirtemeyeceksiniz! Beni sağlam öldüreceksiniz… mükemmel bir ruh ve mükemmel bir beyinle. Böylece herkes katillerin devleti ve katillerin hükümeti olduğunuzu anlayacak! Herkes sosyal demokrasinin neye benzediğini anlayacak!…şimdiden cesedimi kaçırıp saklamanızı, kapıyı avukatlarıma kapatmanızı görür gibiyim. Ulrike Meinhof kendini astı diyeceksiniz. Kanlı ellerinizle kapıları yüzlerine kapatacak ve fotoğraf çekmeyi soru sormayı yasaklayacaksınız. Yasak diyeceksiniz, cesedi incelemek yasak! soru sormak, düşünmek, tahmin etmek yasak!! yasak!!… ama kendi korkunuzu yasaklayamazsınız! Her katile özgü korkuyu yasaklayamazsınız!Cesedim bir dağ gibi ağır olacak…yüz bin ve yüz bin…yüz binlerce kadın kolu bu kocaman dağı kaldırıp omuzlarına alırken sizin oturduğunuz o sahte tahtı sarsacak müthiş bir kahkaha atacaklar! ..ve hep birlikte bağıracaklar: Ulrike Meinhof’u öldüremeyeceksiniz.”(Dario Fo, Ben Ulrike, Bağırıyorum)


Ulrike Meinhof gazeteciyken, 1964




Ulrike Marie Meinhof, (d. 7 Ekim 1934 – ö. 9 Mayıs 1976). Alman radikal sol kanadı militanı ve gazeteci.Oldenburg’da doğan Meinhof, Baader-Meinhof Grubu olarak da bilinen Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun kurucularından biriydi.İlk başlarda nükleer karşıtı hareketin bir üyesiydi ve konkret adlı radikal sol gazetenin editörüydü. 1961 yılında bir komünist olan Klaus Rainer Röhl ile evlendi. Bu evlilikten Bettina ve Regine adlı ikizleri oldu.1968 yılında boşanan Meinhof, Berlin’deki daha radikal solcuların arasına karıştı. Sol kanadın kullandığı sıradan mücadele araçlarının etkisizliği nedeniyle hüsrana uğrayan Meinhof, 1970 yılında Andreas Baader’in hapisaneden kaçmasına yardım etti ve daha sonra kimi soygunlarda ve sanayi siteleriyle Amerikan askeri üslerinin bombalanması eylemlerinde rol aldı. Grup Alman basını tarafından hemen “Baader-Meinhof Çetesi” olarak adlandırıldı. Meinhof şehir gerillası kavramı da dahil olmak üzere grubun ürettiği pek çok broşür ve manifesto kaleme aldı. Bunlar sıradan insanın sömürülmesi ve kapitalist sistemi suçlayan yazılardı.1972’de Langenhagen’de yakalandığında “ön duruşmalarda” 8 yıl cezaya çarptırıldı. Kendisine ömür boyu hapis cezası veren duruşmalar sırasında 9 Mayıs 1976’da JVA Stuttgart-Stammheim’daki hücresinde “ölü bulundu”. Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun üyeleri de dahil olmak üzere pek çok insan daima, onun Alman iktidarının temsilcileri tarafından öldürüldüğünü söylediler.2002 yılında, Meinhof’un beyninin ailesinin izni olmadan kafatasından çıkarıldığı ve üzerinde çalışmalar yapıldığı ortaya çıkarıldı. Magdeburg Üniversitesi’nden Bernhard Bogerts 1960larda Meinhof’un beynine yapılan bir ameliyat sonucu terörist yapıldığı gibi bir iddiada bulundu.

(Kaynak : Ulrike Meinhof – Üzgün Olmaktansa Öfkeli Olmayı Yeğlerim, Versus Kitap, Aralık 2008)

ALINTI
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 12.03.2018, 21:56   #4
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kadınlar


YANACAKSAM DA KENDİ YÖNTEMİMLE YANARIM : SOPHİE SCHOLL

1942 yılının sonuna doğru Münih Üniversitesi öğrencilerinden bazıları, yakalarına, çantalarına, “beyaz gül” takmaya başlarlar. Bu masum imgede savaşın acımasızlığında dahi romantizmi yaşayan Sophie Scholl’ün etkisi büyüktür.


‘Beyaz gül’, Almanya’nın Münih Üniversitesi’nde öğrenim gören bir grup öğrencinin Nazi rejimine karşı başlattığı pasif direnişin ismidir. Hans ve Sophie Scholl kardeşlerin önderliğindeki harekete üniversiteden öğrencilerin ve bazı profesörlerin katılımı ile hareket zamanla büyür. Topluluk, hazırladığı Nazi karşıtı bildiriler ve şehrin çeşitli yerlerine yaptıkları graffitiler ile Hitler diktatörlüğüne karşı herkesi uyandırmaya ve harekete geçirmeye çalışmaktadır.

Ocak 1943’te Stalingrad kuşatması kaybedilmiştir. Almanya tarafında 230.000 asker ve Rusya’da toplam 1.000.000 insan ölmüştür. Bunun üzerine Beyaz Gül hareketi temsilcilerinden “Komitanlar! komitanlar!”başlığını taşıyan el ilanı felsefe hocası prof. Kurt Huber tarafından kaleme alınır ve adreslere gönderilir. Çokça basılan ve elde kalan ilanların üniversite de dağıtma işide Sophie’ye verilir. Kendinden üç yaş büyük ağabeyi Hans’ta, okulda Sophie’ye katılır. Aynı gün içinde “Beyaz gül” imzalı el ilanları Münih Üniversitesi’nin bahçesini kaplar. Havada uçuşan anti faşist bildirileri okulun yüksek pencerelerinin birinden savuran Sophie Scholl ve kardeşi Hans’ı gören okulun NSDAP üyesi hademesi Jakob Schmied derhal gestapoyu arar. Gestapo gençleri bulmakta gecikmez
İşkenceye alınan Sophie ve Hans’ın odaları aranır. Gestapo, Hans Scholl’un odasında örgüte ait tüm bilgilere ve isimlere ulaşır. ‘Beyaz gül’ün kurucusu diğer gençler ve sempatizanları çok kısa bir süre içerisinde tutuklanırlar. Bu arada felsefe öğretmeni Kurt Huber de gestaponun eline düşer. Sorgu dört gün sürer. Sophie ve diğer çocuklar direnir. Sonunda uydurma bir mahkemede “Hitler’ in Şeytanı” diye ün yapmış yargıç Roland Freisler’ in başkanlığında kurulmuş bir nazi mahkemesinde yargılanmaya başlarlar. Freisler ayağa kalkmadan çocuklara suçlarını sıralamaya başlar:“vatana ihanet, düşmanla işbirliği yapmak, askerin moralini bozmak…” sonra savcı ayağa kalkar ve beyaz gül’le ilgili tarihe geçecek bir tahlil yapar: “Reiche’ın savaş sırasında gördüğü en tehlikeli propagandacı vatan ihaneti bu hainlerin yaptıklarıdır.”

Sophie Scholl ve topluluğun kurucularından ağabeyi Hans Scholl ile Christoph Probst 18 Şubat 1943 tarihinde üniversite içerisinde bildiri dağıttıklarının ihbar edilmesi üzerine Gestapo tarafından yakalandılar ve 22 Şubat’ta vatana ihanetten suçlu bulundular. Karardan sadece birkaç saat sonra boyunları vurularak idam edildiklerinde henüz 21 yaşında olan Sophie Scholl’un son sözleri şunlar oldu:

“Haklı bir dava uğruna kendinden vazgeçmeyi göze almış neredeyse hiç kimse yokken, doğruluğun galip gelmesini nasıl bekleyebiliriz ki? Böylesi güzel, güneşli bir gün ve maalesef gitmek zorundayım. Ancak bizlerin gidişiyle binlerce insan uyanacak ve harekete geçecekse varsın öleyim, ne önemi var?”
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
kadınlar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:47.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.