Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Marmara


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 05.02.2013, 16:44   #1
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İstanbul'un Eski Tüccarları | İstanbul'da Levanten Mirasları





Levanten, Osmanlı Döneminde, özellikle Tanzimat sonrasında büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan; Rum, Ermeni, Süryaniler gibi önce yerel olmayan sonra da kaynaşarak Anadolu kültürüne entegre olan Göçmenlere verilen isim.

Fransızca’ya 1575’de giren Levanten sözcüğünün anlamı Ortadoğulu, Yakındoğulu, Doğu Akdeniz ülkelerinden olandır . Ana Britannica, Levanten’i (Levantin yazılır Lövanten okunur) “Osmanlı döneminde, özellikle Tanzimat sonrasında İstanbul’da ve büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan, Müslüman olmayan azınlıklar” diye tanımlamaktadır.

Banker ailelerin, nüfuzlu elçilerin, varlıklı beylerin evladı olarak doğdu Beyoğlu, adından belli... 7 sülalesi de soylu, yabancı sermaye. Bugün içinde yaşadığımız semtin kuruluş ve imar sürecine, kurucu sermaye gurupları ve ailelerinin tarihi öykülerine 'geniş ölçekte' baktığımızda günümüz Beyoğlu'nda kentsel ve sosyal ölçekte süre giden dönüşüm operasyonlarının psikolojisini daha net okuyabiliyoruz.





Galata semti, Bizans döneminde tüccarların ve bankerlerin merkezi olarak ünlenen bir semtti. İstanbul'un fethinden sonra Rum, Venedikli ve Cenevizli birçok tüccar ve bankacı şehri terk etmişti. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa'yla yapılan sözleşme ve uygulamalar ile sermaye sahibi banker ve tüccarların tekrar işleri başına dönmeleri teşvik edildi, bunların cemaat teşkilatı kurmalarına, örf, adet ve dinleri kadar iktisadi faaliyetlerini de serbestçe icra etmelerine izin verildi. Bu uygulamalar Osmanlı İmparatorluğu'nun mali yönden güçlenmesine büyük katkı sağlarken, aynı zamanda İstanbul'da ve Doğu Akdeniz'in liman kentlerinde daha sonraları Levantenler olarak anılan azınlıkların güçlü bir konum kazanmasına zemin hazırladı.

19. Yüzyılın ilk yarısında, bankerler yavaş yavaş Galata ve çevre sokakları içinde yeni bir ticari koloni oluşturmaya başladılar. Osmanlı dış ticareti daha önceki dönemlere göre hiç görülmemiş boyutlarda büyüdü, dünya kapitalist sistemi ile bütünleşti ve Beyoğlu uluslararası bir ticaret merkezi haline geldi. 18. Yüzyılın sonunda henüz yollarının dahi düzensiz olduğu bir banliyö görünümündeki Beyoğlu artık Fransız, İngiliz, Hollanda, Venedik, Rusya, İsveç, İspanya, Prusya ve Napolili diplomatların kışlık malikânelerinin bulunduğu, yabancıların, tüccarların, bankerlerin, armatörlerin ve kozmopolit bir çevreye yerleşmek isteyen zenginlerin Paris modasını taklit ederek yaşadıkları bir yer olmuştu.

Banker Kamondo Ailesi; yaptırdığı han ve apartmanlar ile Galata'nın kentsel gelişiminde büyük rol oynadı. İstanbul'da ilk belediye ve modern eğitim kurumlarının oluşumunda da rol alan Abraham Salomon de Kamondo'nun daha düne kadar metruk halde çürüyen Han'ında bir zamanlar Padişahın diş doktoru Hantz Von Der Heyde, Kamondo'nun mimarlarından Gustave Tedeschi, İstanbul kulübü yöneticisi Zankovitch, kuyumcu Neubauer gibi seçkin şahsiyetler otururdu. Kamondo ailesinin İstanbul'daki apartmanlarının sayısı bir dönem 255'e ulaşmıştı. (Onca varlıktan ve şöhretten sonra ailenin bir Nazi kampında yok olup gittiği de yazılıdır.)
Solda; Abraham Solomon ve Nissim Kamondo. Sağda; Moise de Kamondo

Osmanlı'da Yahudi bir Aile: Camondo Ailesi (Komando Ailesi)
Detay Konu



Sarıca zadeler' olarak da anılan Sarıca Ailesi; Moda, Caddebostan, Beyoğlu ve Elmadağ' da yaptırdığı köşk, apartman ve pasajlarla İstanbul'un kentsel gelişimine damgasını vurmuştu. Ailenin küçük oğlu Sarıca Arif Paşa padişahın özel doktorluğunu yaptı. Ailenin büyük oğlu Ragıp Paşa ise Sultan Abdülaziz sonrası dönemde sarayın başmabeyincisi oldu. Saray politikalarına olduğu kadar ticarete de yatkındı. Madencilikle uğraştı, Umurca Rakı Fabrikası'nı kurdu, Beyoğlu ve bazı diğer semtlerde Ragıp Paşa Apartmanı, Anadolu, Rumeli ve Afrika Pasajları gibi birçok gayrimenkul yatırımları yaptı. (İkinci Abdülhamid'in 1909'da tahtından indirilmesinden sonra rütbeleri alınan Ragıp Paşa Midilli'ye sürüldü.)

Sarıcazade Ragıp Paşa'nın üçüncü kuşaktan 7 torunu, üzerinde dev Adliye Sarayı inşaatı devam eden Şişli'deki 55bin m2 Abide-i Hürriyet Meydanı'nın mülkiyetinin kendilerine ait olduğunu öne sürerek 2010 yılında mahkemeye başvurmuştu.

Thomas Tucker ve mülkiyetindeki arazinin haritası (İstanbul,1900'ler)



Lorando ve Tubini aileleri, Whittall'ler, Lafontain'ler, Tucker'lar 1870 sonrası Moda semtinin gelişmesinde, sosyo-kültürel şeklini almasında etkili oldular. (Lorando ve Tubini adındaki Fransız Bankerler, Sultan Abdülaziz'e verdikleri 500 bin altın, faiziyle birlikte 750 bin altın borcu geri alamadıkları için, Fransa kanalıyla alacaklarına karşılık Midilli Adası'nı 1901'de işgal ettirmişler, ada'daki Osmanlı gümrüğüne el koydurmuşlardı.)

Solda; Whitehouse, Woods, Sağda; Tubini, Whittall, Lafontain aile fertleri ve cemiyet mensupları (Moda)







Balyan, Araboğlu, Aslanyan, Beyleroğlu, Camcıoğlu, Cezayirli, Zildjian aileleri fotoğrafçılık, matbaacılık, tiyatroculuk müzisyenlik ve mimarlık gibi meslek ve uğraşlarıyla İstanbul'un kültür ve sanat ortamını geliştirdi. Blumenthal, Çituri, Glavani, Gritti ailelerinin pek azının üyeleri bugün İstanbul'da yaşasa da bu ailelerin yaptırdıkları binalar İstanbul'un dört bir yanını süslemekte. Tanzimat'la birlikte mülk edinme haklarını edinmiş geçmişin nice aile ve cemiyetleri, Beyoğlu'nu şekillendirip geliştirerek bugünün Paris'ine çevirdi.
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.02.2013, 01:14   #2
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'da Levanten Mirasları





Sadrazam Mustafa Reşit Paşa'nın da bankerliğini yapan Abraham Salomon de Kamondo'nun katkı ve girişimleriyle bölgedeki ilk kentsel tadilat ve reformlar 1857 ve 1858 tarihli nizamnamelerle başladı. İstanbul, 14 belediye dairesine ayrıldı. Beyoğlu, ilk uygulama olmasına rağmen buraya "6. Daire" denildi. Nedeni ise Fransa'nın Paris'indeki "Sixeme Arrondissement" (6. Bölge) diye bilinen belediye biriminin kentin en çok imar gören bölgesi olmasıydı.
Belediyenin temel amaçları ticareti düzenlemek ve Avrupai kent hizmetlerini getirmek olarak belirlendi. 6.Dairenin en önemli icraatlarından biri 1864 yılında Galata Surlarının yıkımı oldu. Belediye binası 1869'da inşa edildi. Beyoğlu Belediyesi'nin ilk başkanı Blacque Bey.





15 Nisan 1871'de törenle açılan pasajın yatırımcısı, Rum bankerlerinden ve Adalar'ın eski belediye başkanlarından Kiryako Hacopulos (bir başka kaynağa göre Yorgo Hacopulo). Pasaj, İstanbul modasını belirleyen bir özellik taşıyordu. Ünlü kadın ve erkek terzileri, şapkacılar, düğmeci, işlemeciler ve namlı modelistler buradaydı. Has ipekten astarlar, ibrişim ve kordonetler burada satılırdı. İstanbul'un sanat ve kültür hayatında derin izler bırakmış mekânlardan biri olarak tarihe geçti.





Bugün meyhane olarak bilinen pasaj aslında 1876 yılında Osmanlı'nın Rothschild'leri olarak adlandırılan "Galata Bankerleri" cemiyetine mensup Rum banker Hristaki Zografos Efendi tarafından pasajlı konut olarak yaptırıldı. Yanarak yıkılan Maruni Naum Efendi'nin ünlü ahşap tiyatrosunun arsasını satın alarak Paris esintisinde yapılan 24 dükkân ve üstünde 18 lüks daireden oluşan binasının girişine "Cite de Pera" adı kazındı. Binanın mülkiyeti 1908 yılında Sadrazam Said Paşa'ya geçti.







Sultan II.Abdülhamit'in dış ilişkiler temsilcisi, aynı zamanda Sarıcazade'lerin büyük oğlu olan Ragıp Paşa tarafından Beyoğlu'nda yaptırılan pasajlı konak üçlemesinden ilkidir. 1878 yılında Fransız ve İtalyan mimarlarının ortak çalışmasıyla yapılan binanın tuğlalarının üzerlerinde Marsilya'dan gelip Constantinopol'e gittiğini belirten mühürler yer alır. Zemin ahşaplarının ise Afrika'dan geldiği söylenir. Orjinal adı ''Cité de Roumélie'' olup 3 bloktan oluşan 7 katlı binanın her bloğunda 21 daire bulunur. Bina girişinde ise dükkânların bulunduğu bir pasaj yer alır.






1884 yılında ‘Club des Chasseurs de Constantinople’ (İstanbul Avcılar Kulübü) adıyla Ermeni Katolik Abraham Paşa tarafından inşa edildi. Paşanın İstanbul’da çok sayıda arazinin, apartmanların sahibi olduğu bilinir.

Bu binada, üyeleri İstanbul’da yaşayan Avrupalılardan ve gayrimüslimlerden oluşan o zamanların soylular kulübü ‘Cercle D’Orient’ yada ilk adıyla Cercle A’Pera faaliyet gösterdi. Kulüp, her yönü ile cemiyet hayatına ve diğer sosyal kulüplere örnek teşkil etti. Toplumsal tarihimizde büyük değişmelerin yaşandığı süreçlerin tanığı olan kulüp aynı zamanda bu olaylarda aktif rol üstlendi. Günümüzde Şehir Tiyatrosu ile Emek Sineması’nın bulunduğu alanlar o dönem kulübün bahçesiydi.

‘Cercle D’Orient’ Fransızca adını Cumhuriyet’in ilanından sonra ‘Büyük Kulüp’ olarak değiştirdi. İran, Rusya, Fransa, İtalya, Avusturya, Macaristan ve Almanya büyükelçileri kulüpte başkanlık yaptılar. Prens Aziz, Cemal Enver, Talat Paşa, Damat Ferid Paşa gibi tanınmış Osmanlı erkânı da bu kulüpte yer aldı. 60. kuruluş yılına kadar diğer pek çok üst düzey ismin yanı sıra 33 bakan ve 148 büyükelçi bu seçkinler kulübüne üye oldu.







Petit Champs des Mort adıyla anılan bu bölge aslında Beyoğlu'nun mezarlık bölgesiydi. 1870'lerden itibaren yavaş yavaş mezarlıklar kaldırılırken, Beyoğlu Belediye Başkanı Blacque Bey döneminde Tepebaşı'nın imarı başladı.

Aynı yıllarda Sadrazam Âli Paşa'nın desteğiyle Osmanlı Tiyatrosu 10 yıllık bir tekel ayrıcalığı elde etmişti. Guatelli Paşa'ya tiyatro binası yapıp işletmesi için Tepebaşı'nda bir arsa verildi, Paşa ise İstanbul Şehremaneti'yle sorun yaşayınca imtiyazını Beyoğlu Belediyesi'ne (6.Daire) devretti.

Bölgenin ilk binalarından Palazzo Corpi 1873'te İtalyan mimar Giacomo Leoni tarafından dönemin önemli armatörlerinden Ignazzio Corpi için konut olarak tasarlandı. 1937'de Amerikan hükümetinin dünyada sahip olduğu ilk diplomatik mülk olarak Baş Konsolosluk binasına dönüştürüldü.










Binayı 1892'de inşa eden kimliği belirsiz asıl sahipler Beyoğlu'nu terk ederken binayı Halil ve Hamit kardeşlere sattı. Halil ve Hamit kardeşlerin eşleri kavga edince apartman önce ikiye sonra üçe bölündü. Son büyük terk ise 6-7 Eylül olaylarında azınlıkların gitmesiyle oldu. Apartmanın kapısında yazan Musevi tarihi 5652, aynı zamanda apartmanın inşa edildiği tarihi olan 1892 senesini belirtiyor.








1894 yılında, daha öncesinde Karaim Yahudi Cemaati Mezarlığı'nın bulunduğu arsa üzerine inşa edilen 49 daireli binanın ilk mülkiyeti Ankara-Bağdat Şimendifer Hattı ve Rumeli, Anadolu, Suriye, Bağdat, Ege, Samsun Demiryolları'nın inşasını da yapan Ali Beyzâde Mehmed Nahid Bey'e ait olup dönemin ihtiyaçları doğrultusunda, Pera'nın seçkinleri sayılan Levantenler, varlıklı Musevi ve Rum aileleri için toplu konut olarak yaptırılmıştır.

Helbig ve Şürekâsı Bankası'nın ortaklarından olan Belçika kökenli Helbig Ailesi Nahid Bey Apartmanı'nı satın aldıktan sonra bina 1902 yılından itibaren Helbig Apartmanı olarak anılmaya başlandı.

1919'da binayı satın alan Botton Biraderler 1929'da binayı 18.800 sterlin bedelle Selânik Bankası'na ipotek etti, ardından ipoteği devralan Victoria Sigorta Şirketi, 1935 yılında esaslı bir onarım yaptıktan sonra 1942'de binayı Kâzım Taşkent'e sattı. Bina o günden bu yana Kâzım Taşkent'in 1940'lı yılların başında Alpler'de geçirdiği bir kazada hayatını kaybeden oğlu Doğan'ın adıyla anılır.









Aslında Selim Freige ve ailesi için 1900'lü yılların başında konut olarak yapılmış olan Frej Apartmanı. Kökeni 1150'lere giden Maruni Cemaatinden Beyrutlu Hıristiyan Selim Hanna Freige'in babası Arap, annesi ise Amerikalı. Karısı Pauline ise bir dönem Tepebaşı'nın büyük bir kısmına sahip olan İstanbul'un ünlü İtalyan asıllı Levanten ailesi Glavani' lerin kızı. Freige'lerin Hayfe ve Trablusgarp'ı da içermek üzere Beyrut ve Cebil-i Lübnan kıyılarının kabotaj hakkını 99 yıllığına isteyecek kadar güçlü bir ekonomik konuma sahip olduğu yazılır. Ailesinin tek kızı Anjel, Dukakinzade Feridun Dirimtekin ile evlenir. Çifti resmi ve diplomatik her davetin görülen ve aranan simalarıdır. 1948' de Frej apartmanını 150bin liraya satıp Nişantaşı'na yerleşirler.

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2013, 00:06   #3
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'da Levanten Mirasları





Dersaadet Ticaret Odası Başkanlığı, Harbiye Nezareti Mubayaa Komisyonu ve Şirketi Hayriye reisliklerinde bulunan Abud Efendi (1855 Mimar Karabet Balyan imzalı Abud Paşa Yalısı'nın da 3.sahibi olup 1981 yılına kadar bu yalıda yaşamıştır.) ve Şam eşrafından Hasan Halbuni Paşa tarafından yaptırılan bina, pasajlı konut özelliğinde olup yapımı 1908'de tamamlandı. Osmanlı Devletinin ilk sinema salonu olan Santral Sineması'na (1910) ev sahipliği yaptı.

Ürdün Kralı Hüseyin'in yakın akrabalarından Hasan Halbuni Paşa'nın torunu Edip Bey'in anılarından aktarıldığı üzere; Odacıbaşının elinde küçük bir çanla "Boş oda, boş oda" diye duyurmasıyla pasajın ilk kiracıları 15 Musevi oldu. 1925'ten 1960 yılına kadar hiç bir kiracıya zam yapılmadı.

Bugün Suriye, Mısır ve Türkiye uyruklu birçok hissedarın ortak mülkiyetinde olan Suriye Pasajı, 1995 yılında Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 1.derece tarihi eser olarak tescil edildi.


İhtişamlı toplantı ve balolara şahitlik eden Mısır Apartmanı ve İpar Ailesi


Yıkılan Trocadero Tiyatrosu'nun arsasına dönemin Mısır Valisi Abbas Halim Paşa'nın kışlık konağı olarak inşa edildi. Binanın statik projeleri Fransa'da hazırlandı, kullanılan malzemeler de Fransa'dan getirildi. 1910 yılında tamamlanarak Paşa'ya teslim edilen binada önceleri Abbas Halim Paşa'nın kızı Prenses Emine ve yeğeni Said Halim Paşa'nın oğlu Prens Halim oturdu.

Paşanın varisleri tarafından apartmana dönüştürülen binada uzun yıllar birçok önemli şahsiyet kiracı olarak yaşadı. Mısır Apartmanı 1940'da Hayri Rüştü Bey'e satıldı. Şeker Kralı ve Atatürk'ün Müteahhidi olarak anılan Hayri Bey, Sultan II. Abdülhamit'in emîr-i ahor'u Mehmet Faik Paşa'nın kızıyla evliydi. 1949'da Amerika'dan gelen oğlu Ali İpar ve Hollywood aktristi eşinin bir dönem yaşadığı söylenen binada ihtişamlı balolar, önemli toplantılar yapıldı.

Bina yapıldığında dükkanlar, zemin ve 6 kat, altıncı katta çamaşırhane ve çevresi ise teras olarak tasarlanmış olmasına karşın, İpar'lar apartmanın terasını kapattı ve 7-8. katları ekledi. 9. katın bile inşaat ruhsatı alındı ancak 3.ek kat inşa edilmedi.








On dokuzuncu asrın ilk yarısında dış ticaretin açık vermesi ve dolayısıyla kâğıt paranın altın karşılığı olarak değerinin düşmesi, ithâlâtın güçleşmesine yol açmıştı. Bu dönemde Osmanlı Hükûmeti ile anlaşan iki banker Fransız J.Alléon ve İtalyan Teodor Baltazzi (Baltacı olarak bilinir), kredi operasyonları ile ithalatı rahatlatmış ve bir yandan da Abdülmecîd Hanın güvenini kazanmışlardı. Hattâ, bu iki banker kambiyo kurunu sabit tutmak amacıyla İstanbul Bankası adıyla bir banka da kurmuşlardı. Teodor Baltazzi bu dönemde Tarabya'da kendine ünlü köşkü yaptırmıştır ve yalı hâla Baltazzi ailesine aittir.










Moda, Yusuf Kamil Sokak No: 5. Yazar Müfid Ekdal'a göre, bir tüccar tarafından inşaa edilmiştir. Daha sonra James Frederick Whitall evi satın almıştır. Whitall 1965'den öldüğü 1981 senesine kadar burada yaşamıştır. Evin daha sonra ki sahibi Barış Manço ise, bir apartman dairesi vermiş karşılığında ise bu evin yeni sahibi olmuştur.



  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2013, 00:24   #4
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'da Levanten Mirasları

Binalara bakıldığı zaman, mimarinin bizden olmadığı ayırt ediliyor.

Binaların görünüşündeki sağlamlık ve ihtişam Avrupa'daki binalarla çok fazla benzerlik gösteriyor.

Çok güzel bir konu, keyifle okudum Sevda, ellerine sağlık

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2013, 00:26   #5
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'da Levanten Mirasları

İstanbul'da özellikle sur içinde kalan semtlerde dolaşırken (Beyoğlu zatan apayrı) karşıma çıkan bu eski yapılar olmasa, sanırım bu şehri bu kadar sevemezdim.

İyi ki yaşamışlar ve zamanında bu güzel binaları yapıp bırakmışlar. Şimdi ki ruhsuzların yaptıkları camdan, betondan, çelikten buz gibi binaların arasında insanın içini ısıtıyorlar...

Teşekkürler Sevda...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2013, 00:44   #6
Çevrimdışı
Muradyum
...Çevre dostu...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'da Levanten Mirasları

İstanbul burası işte..Eline sağlık Sevda..
Rant getiren çok katlı AVM olmadıkları için,kimilerine göre, bu muhteşem sanat eseri binalar:
Tükürülesi yapılar..Hepsini yıkıp tekke ve zaviye yapacaksın.
Hele ki Kasımpaşanın 3-500 metre yakınındaki Pera Palas,Beyoğlu Belediye Binası ve Sarkuysan..
Bir taşlarına kurban olsunlar..



*
__________________
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Muradyum'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.07.2013, 09:42   #7
Çevrimdışı
Türkü
...> Ata'm İzindeyiz <...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'da Levanten Mirasları

İstanbul için güzel miraslar.

Teşekkürler Sevda, büyük bir zevk ile okudum.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Türkü'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.04.2014, 00:11   #8
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'un Eski Tüccarları | İstanbul'da Levanten Mirasları

Binaların yabancıların elinden çıktığı hemen de belli oluyor.

Yahudi olan Nissim Kamondo'yu adının verildiği Kamondo merdivenleri ile hakında biraz bilgi sahibi olduydum.

Geniş ve kapsamlı konu olmuş.. Ellerine sağlık, teşekkürler Sevda..

* * *

Kamondo Merdivenleri » Tıkayınız.

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.04.2014, 00:24   #9
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'un Eski Tüccarları | İstanbul'da Levanten Mirasları

Eski zamanların asaleti binalardan belli oluyor. Şimdiki yapılaşmaya bakıldığında ise şehrin ruhunu söküp almak maksadıyla yapılmış gibiler, belki biraz da göçebe zihniyetimizin eseri...
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.01.2016, 21:11   #10
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul'un Eski Tüccarları | İstanbul'da Levanten Mirasları

Tepebaşı Meydanındaki Tiyatro Binası ve ‘’Marie & Simone’’ oyunu ilanı.



Ignazzio Corpi Konutu olarak yapılan binanın kısmi iç ve dış görünümleri.


Aynı zamanda da; 1937'de Amerikan hükümetinin dünyada sahip olduğu ilk diplomatik mülk

‘’Pera Palace’’ Oteli ve konaklayan Orient Express yolcuları

__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
büyük, eski, istanbul, istanbulda, istanbulun, izmirde, levanten, mirasları, tüccarları


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 23:54.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.