Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Sağlığımız ve Hastalıklar > İnsan Sağlığı ve Hastalıklar > Cilt Hastalıkları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 04.03.2009, 00:42   #11
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Benler nedir?
Benler genellikle deriniz zararsız değişikliklerindendir. Tıp dilinde melanositik nevüs olarak bilinirler ve melanosit denen pigment hücrelerin (derinin rengini veren hücreler) çoğalması sonucu gelişirler.

Benler ne şekilde görülebilirler?
Benler düz veya kabarık olabilirler. Renkleri pembeden kahbverengi siyaha kadar değişebilir. Benlerin sayısı genetik olarak ve güneşe maruz kalmanın derecesine bağlı olarak değişir.

Benler ne zaman oluşurlar ve nasıl gelişirler?
Benler doğumda mevcut olabildikleri gibi genellikle çocukluk yaşında gelişirler. Erken evrede nevüs hücreleri derinin üst tabakası (epidermis) ile derinin orta kısmı (dermis) arasındadır. Bu nevüslere Junctional nevüs denir. Bu benler düz ve renklidirler. Benler geliştikçe nevüs hücreleri dermise de yayılır(compound nevüs) veya sadece dermiste bulunurlar (dermal nevüs). Bu benler kalınlaşmıştırlar ve sıklıkla deri yüzeyinden kabarıktırlar.Renkli omayan dermal nevüsler sellüler nevüs olarak adlandırılırlar. Bazı nevüsler ise oldukça koyu mavi renktedirler ve mavi nevüs adını alırlar. Benler güneşe maruz kalındıktan sonra ve gebelikte koyulaşırlar. Erişkin çağda renklerini kaybeder ve yaşlılık döneminde tamamen ortadan kalkabilirler.

Ben tipleri nelerdir?
Doğumsal pigmente nevüs
Doğuşta mevcut olan bir ben konjenital pigmente nevüs olarak adlandırılır. % 1 bebekte bu benler görülür. Boyutları birkaç milimetreden vücudun çok geniş alanlarını kaplayacak kadar olabilir. Özellikle çok geniş olanlarının melanom denen bir cilt kanseerine dönüşme olasılığı vardır.
Halo nevüs
Bazı benlerin etrafı beyaz bir halka ile kaplıdır. Bu tip benler çocuklukta ve ergenlik döneminde görülür. Herhangi bir zararları yoktur ve zamanla ortadaki ben ve beyaz halka ortadan kalkar. Bazen renk değişikliği melanom denen cilt kanserinde de görülebilir, eğer şüphe duyulursa biopsi almak gerekebilir.

Çiller
Çiller küçük açık kahve renkli düz deri lekeleridir ve genellikle açık renkli kimselerde görülürler. Genellikle güneşe maruz kalınan alanlarda bulunurlar ve yaz aylarında renkleri koyulaşır.

Sıradışı benler
Sıra dışı benler Clark Nevüs (Atipik nevüs) olarak bilinrler. Bu benler normal olmayan görüntüdedirler. Kenarları düzensiz, büyük boyutta, sıklıkla melanom denen cilt kanserine benzer şekildedirler, fakat çoğunlukla selimdiler. Kaygı uyandıran görünümlerinden dolayı gerekli olmadığı halde cerrahi olarak çıkarılabilirler. Sıradışı benleri olan kişiler özellikle ailelerinde melanom denen cilt kanseri var ise melanona yakalnma açısında risk taşırlar.

Benlerdeki değişiklikler neyin belirtisi olabilirler?
Melanoma derinin pigment (boya) hücrelerinden kaynaklanan kanseridir. Eğer bir ben büyüklüğünü, şeklini veya rengini değiştirirse ve ya erişkin dönemde yeni bir ben çıkarsa muhakkak bir dermatoloji uzmanı tarafından incelenmelidir. Dermatologlar dermatoskopi denen bir yöntemle benlerin görüntüsünü büyüterek inceleyebilirler ve eğer gerekirse biyopsi de alabilirler.

Benler nasıl tedavi edilir?
Bir çok ben zararsız olması ve çıkarılmasına gerek olmamasına rağmen aşağıdaki durumlarda tedavi edilmelidir.
  • K anser olasılığı var ise : Bir benin yapsısı düzensizse, çevreye doğru yayılıyor ve rengini değiştiriyorsa tedavi edilmelidir.
  • Eğer bir ben kıyafetlerin, tarağın ve tıraş bıcağının bene zarar verebileceği yerlerde ise çıkartılmalıdır.
  • Kozmetik nedenler
Benler hangi yöntemlerle tedavi edilir?
1.Traşlama şeklinde biyopsi
Deriden kabarık bir ben bu yöntem ile kolaylıkla edavi edilebilir. Deri lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra bir cerrahi bıcak veya koter ile çıkartılır. Yara düz beyaz bir leke bırakarak iyileşir.

2.Benin cerrahi olarak çıkartılması
Bu yöntem ben düzse veya melanom dediğimiz cilt kanseri şüphesi var ise kullanılır. Deri deki ben tam kalınlığı ile çıkarılır ve sonrada dikiş atılır. Çıkarılan ben patolojik incelemeye gönderilir. Cerrahi yapılan yerde ince bir çizgi şekinde iz kalabilir.
Benlern üzerinde çıkan kıllar traş edilebilir. Cımbızla alınması benin altında inflamasyona yol açarak ağrılı şişliğe neden olabilir.

Deri nasıl muayene edilmelidir?
  • Ayda bir kişisel cilt muayanizi yapınız: Benlerinizde bir değişiklik görürseniz veya yeni bir benin çıktığını farkederseniz bir Dermatoloğa başvurunuz.
  • Çok sayıda beniniz, atipik beniniz, daha önceden olan deri kanseriniz var ise veya doktorunuz önerdiyse düzenli olarak muayene olunuz.
  • Çok sayıda ben ve sıradışı ben var ise fotograf ile kayıt almak faydalı olabilir. Dermatoskopi denen bir yöntem ile benlerin fotografları alınarak, benlerdeki melanom habercisi olabilecek değişiklikler kolaylıkla saptanabilir.
Cilt kanserinden nasıl korunulur?
Güneşten korunma oldukça önemlidir.
  • uzun kollu gömlek, uzun pantolon ve etekler, şapka giyilmelidir.
  • güneşten koruyucu kullanın. Koruma faktörü 30 ve üzerinde olan güneşten koruyucuları sık olarak güneşe maruz kalan alanlara uygulayın.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.03.2009, 00:47   #12
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




BOTOKS NEDİR ?
BOTOKS, Clostridium botulinum isimli bir bakteriden elde edilen, kasları gevşetmek amacıyla kullanılan bir ilaçtır. Bu ilaç 20 yılı aşkın bir süredir tıbbın değişik dallarında kas kasılmalarını rahatlatmak amacıyla kullanılmaktadır.




» BOTOKS NASIL ETKİ EDER ?
Yüz hareketlerini yapmamızı sağlayan kaslar, üzerlerindeki deriye bağlıdırlar. Yıllar süren mimikler sonucu, kaslar gözle görülür çizgiler ve kırışıklıklar oluştururlar. Deriye bağlı yüzeysel kasları gevşeterek, kırışıklıkları rahatlatmak ve yumuşatmak mümkündür. Kasların gevşemesi ile daha fazla kırışıklık oluşması engellendiği gibi daha huzurlu ve daha genç görünüm ortaya çıkar. Zaman içinde giderek daha uzun süreli etkiye sahip olarak yüzün üst kısmındaki yaşlanmayı geciktirir.

» BOTOKSUN ETKİSİ NE ZAMAN BAŞLAR?
Uygulamadan 48 saat sonra botox etkisini göstermeye başlar. Son halini alması 10 günü bulur.

» BOTOKSUN ETKİSİ NE KADAR SÜRER?
İlk uygulamalarda 4 ayda bir, tekrar eden uygulamalarda 6 ayda bir, düzenli uygulamalardan sonra yılda bir yapılacak botoks uygulamaları son derece başarılıdır. Daha büyük yüz kaslarına sahip olan hastalarda (erkekler gibi) veya yüz kaslarını daha fazla kullanan, çok mimikli kişilerde tedavinin daha sık aralıklarla uygulanması gerekebilir. Genellikle, botoks enjeksiyonları sonucu yüz kasları fazla hareket etmemek konusunda adeta '' eğitilirler ''. Zaman içerisinde, çizgileri rahatlatmak için daha az botoks kullanmak yeterli olur.

» BOTOKS GÜVENLİ BİR YÖNTEM MİDİR?
botoks enjeksiyonları 10 yıldır, kozmetik amaçlı yaygın olarak kullanılmakta ve kullananlar tarafından hararetle onaylanmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde, FDA bu ilacın kullanımını onaylamıştır.

» BOTOKS HANGİ KIRIŞIKLIKLARA UYGULANABİLİR?
Tedavi için en uygun bölgeler alın , göz çevresi ve kaşların arasıdır. Ayrıca boyun çizgileri, burun kenarlarındaki kırışıklıklar, burun ucu kaldırma, dudak üzerleri, çene bölgesi kırışıklıklarında da kullanılır.

» MİMİKLERİM KAYBOLUR MU ?
Alınacak sonuç enjeksiyon yapılan bölgeye ve verilen ilaç miktarına bağlıdır. İlacın özellikleri, uygulama yöntemleri ve uygulamayı yapan kişinin tecrübesi başarıyı etkileyen en önemli faktörlerdir. Alında ve kaşlarda kırışıklıklara neden olan hareketler (mimikler) engellenecektir, arzu edilirse hafif hareketli halde uygulanabilir. Yüzün diğer kasları botoks enjeksiyonlarından etkilenmez. İlaç sadece uygulama yapılan bölgede etkilidir.

» BOTOKS TEDAVİSİ NE KADAR SÜRER ?
10 dakika kadar kısa bir sürede işlem tamamlanır.Sulandırılmış ilacın çok küçük bir miktarı tedavi edilen bölgedeki kaslara enjekte edilir. Bu prosedür tedavi odasında, siz dik bir pozisyonda otururken çok hızlı bir şekilde uygulanır. Tedaviden sonra 1-2 saat süreyle dik bir pozisyonda kalmak botoks ilacının zerkedilen yerde kalmasını sağlamak açısından çok önem taşır. Ayrıca bu sure boyunca ilacın enjekte edildiği kaslara egzersiz uygulanmalıdır.

» BOTOKS ENJEKSİYONLARI AĞRILI MIDIR ?
Bu kişinin ağrı eşiğine göre değişir. Bazı hastalar botoks enjeksiyonlarının yapılması sırasında sızlama hissedebilirler. Ancak, tedavi sonrasında acı hissedilmesine çok nadir rastlanır. Tedavi öncesi enjeksiyon uygulanacak bölgelere anestezik etkili kremler kullanmak, enjeksiyonla ilgili rahatsızlıkları azaltacaktır.

» BOTOKSUN YAN ETKİLERİ VARMIDIR?
Botoks enjeksiyonlarının yan etkisi yok denecek kadar az ve geçicidir. Hafif bir baş ağrısı, birkaç günde iyileşen ve makyajla kapatılabilien morarma olabilir. Hatalı uygulamaya bağlı olarak botoks, göz kapağına yakın bir noktaya doğru kayarsa, üst göz kapağının geçici olarak aşağıya sarkması gibi bir durum ortaya çıkabilir. Ancak bu çok nadir olarak görülen bir yan etkidir.

» KİMLERE BOTOKS UYGULANAMAZ ?
Hamile olan veya bebek emziren kadınlar enjeksiyonları yaptırmak için beklemelidirler. Nöromüsküler rahatsızlıkları veya kanama problemleri olanlar, tedavi yapılması istenilen ybölgede deri hastalıkları olanlar botoks enjeksiyonları için uygun adaylar değildir.

» BOTOKS ÖNCESİNDE NELER YAPILMALIDIR?
Aspirin veya aspirin içeren ilaçları alınmamalıdır.
Uygulama öncesi bir hafta süre ile alkol almayınız. Alkol de kanama ve/veya çürüme olasılığını arttırabilir.

» BOTOKS SONRASINDA NELER YAPILMALIDIR?
Tedavi sonrasında 1-2 saat süreyle dik pozisyonda kalınmalıdır.
Enjeksiyon bölgesi kasları çalıştırılmalıdır.
24 saat süreyle zorlayıcı egzersiz hareketlerinden uzak durulmalıdır.

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.03.2009, 00:50   #13
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta





Çiller yüz ve güneş gören diğer alanlarda görülebilen milimetrik boyutta kahverenkli lekelerdir. Daha çok açık renk tenli kişilerde , özellikle de kızıl saçlı kişiler daha sık görülür. Çillerin ailesel özelliği vardır, ama koyu renk tenli kişilerde de görülebilir. Tıbbi olarak çillere efelid denir.
Derinin boya pigmenti olan melanin melanosit denen hücrelerden üretilir. Kış aylarında melanin daha az üretilirken, güneşli havalarda daha fazla üretilir. Üretilen melanin, keratinosit denen etraftaki deri hücrelerine dağıtılır.
Çiller yaz aylarında daha belirginken, kışın keratinositler yeni hücrelerle yer değiştirdiğinden kışın ya tamami ile ortadan kalakarlar yada renkleri solar.
Genellikle çiller yaş ilerledikçe azalırlar ve daha az belirgin hal alırlar. Güneşten korumanın dışında tedaviye gerek yoktur.

Lentigolar
Uzun süreli güneş hasarı orta yaştan sonra kişilerin yüz ve ellerinde kahverenkli, büyük ve düz lekelere neden olur. Çillerden farklı olarak kışın solmalarına rağmen tamamen ortadan kalkmazlar. Sıklıkla yaşlılık lekeleri veya karaciğer lekleri olarak bilinirler, doğru tanımlama solar lentigodur (güneş lekesi).
Lentigolar sıklıkla açık renkli kişilerde görülür, fakat kolay bronzlaşan kişilerde de sıktır. Lentigolar deriyi boyayan melanosit denen hücrelerin artması sonucu oluşurlar.
Zararsız olan lentigoları kanser olan erken melanomdan ayırmak önemlidir. Eğer bir leke büyüyorsa, birden fazla renk içeriyorsa ve sınırı düzensizse veya herhangibir şüphe uyandırıyorsa, mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerekir.

Diğer kahverenkli lekeler
Eğer kahverenkli lekelerin üzeri pullu ise solar keratoz (aktinik keratoz) veya seboreik keratoz olabilir.

Kahve renkli lekeler nasıl tedavi edilirler?
Kahverenkli lekeler, geniş spektrumlu güneşten koruyucuların devamlı ve dikkatli bir şekilde kullanımı ile solaralr. Ayıca bazı leke giderici kremlerin düzenli kullanımı da fayda sağlar. Bu kremler hidrokinon ve aşağıdaki antioksidanları içerirler:
  • alfa hidroksi asit
  • vitamin-C
  • retinoik asit
  • azelaik asit
Bununla beraber kahverenkli lekeler kimyasal peeling, krioterapi ve bazılaserler ile etkili ve hızlı bir şekilde tedavi edilebilirler.
Uygun yeşil ışık veren cihazlar kullanılabilir:
  • Flashlamp-pulsed tunable dyelaser
  • Q-switched Nd:YAGlaser (neodynium:yttrium-aluminium-garnet)
  • KTPlaser
  • Kriptonlaser
  • Copper bromidelaser
Kırmızı ışık yayanlaserler
  • Q-switched Alexandrite
  • Q-switched Ruby
Intensive pulsed light (IPL) de benzer etki gösterir. CO2 ve Er:YAGlaserler derinin yüzeyini soyarak kahverenkli lekeleri tedavi ederler.
Oldukça yüzeyel olan soyma teknikleri, çok rahatsız edici değildir ve de zaman kaybına neden olmaz, fakat bir kaç tedavi seansı gerekebilir. Ne yazık ki tedavi sonrası lekeler bazen kötüleşebilir. Muhakkak devamlı bir güneş koruması gereklidir, çünkü bu lekeler yaz aylarında tekrar eder.

Takip
Eğer kahverenkli bir lekede kanser şüphesi var ise, doktorunuz dermoskopik muayene ve fotoğraflamayı veya lekeyi cerrahi olarak çıkartıp; patolojik incelemeye göndermeyi tercih edebilir.

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.03.2009, 00:53   #14
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Ciltteki renk değişiklikleri, deriden daha açık ve daha koyu olmak üzere iki şekilde görülür.


Koyu renkli lekelerin nedenler nelerdir?
  • Bazı iyi huylu cilt benleriCilt kanseri (Melanom)
  • Güneş lekeleriGebelik lekeleri
  • Çiller
  • Mantar hastalıkları
Bu lekeler yaşamımızı tehdit etmemekle birlikte bir takım kozmetik problemlere sebep olmakta, hatta bazı kişilerin sosyal yaşamını da etkileyebilen bir takım psikolojik problemlere yol açabilmektedir.

Bu lekeler ne şekilde tedavi edilirler?
Bu tip cilt sorunlarının bazıları ilaçlarla tedavi edilirken, bazıları kimyasal peeling (cilt soyma işlemi) ile düzelmekte, bazılarınalaser, krioterapi (dondurarak tedavi), koterizasyon gibi müdaheleler uygulanabilmektedir.Yapılacak bu müdahalenin tecrübeli uzman hekimlerce yapılması alınacak kozmetik sonucun kalitesini etkilemektedir.

Sıklıkla karşılanılan koyu renkli lekeler hangileridir?
Sıklıkla karşılaştığımız, yüzde görülen koyu lekelerden biri gebelik lekeleridir. Kadınlarda yaygın olarak gebelik, doğum kontrol hapı veya östrojen hormonu kullanılması ile ortaya çıkar. Bu tip lekeler erkeklerde de gelişebilir. En çok alın, yanak ve dudak üzerinde görülür. Öncelikle doğum kontrol hapları kesilmeli, güneşe olabildiğince maruz kalınmamalı, şapka ve güneşten koruyucular kullanılmalıdır. Tedavisinde hidrokinon, azeleik asit veya kojik asit gibi kimyasal renk açıcılar veya günlük uygulanan peeling kremleri kullanılabilir. Ayrıca Dermatoloji Uzmanı tarafında kimyasal peeling uygulanabilir
Güneşin zararlı etkisiyle oluşan güneş lekeleri ve güneşe maruz kalındığında artan çiller de kimyasal peeling, kriyoterapi velaser ile tedavi edilebilir.

Ciltte görülen benler nasıl oluşur?
Ciltteki benlerin ise gelişim nedeni bilinmemekle beraber , bu benlerin sayısı genellikle kalıtsal olarak belirlenir ve sayıları birkaç taneden düzinelerceye kadar varabilir. Genellikle erken çocukluk yaşlarında ortaya çıkmaya başlar ve ergenlik çağında sayıları hızla artar. İlk önce küçük yassı noktalar şeklinde ortaya çıkar, daha sonra çapları büyüyebilir. Yıllar geçtikçe kabarıklaşabilecekleri gibi düz de kalabilirler. Benlerin yüzeyi pürüzsüz, pürtüklü, hatta böğürtlen benzeri olabilir, üzerlerinde kalın koyu renkli kıllar bulunabilir. Rengi deri renginden daha koyu renklere kadar uzanan bir çeşitlilik gösterebilir.

Cilte kanserler bene benzer şekillerde görülebilir mİ?
Evet. Melanom cilt benlerine benzer görüntüde olabilen çok kötü huylu bir cilt kanseridir. Melanomların %30'u benlerin üzerinde, %70'i de normal deride gelişir.

Melanom açısından kimler risk taşır?
Çok sayıda ben olması melanom gelişme riskini arttırr. Özellikle 75'in üzerinde beni olan kişiler melanom açısından sıkı takip edilmelidirler. Ayrıca açık ten rengine sahip olmak, ailede melanom bulunması,uzun yıllar güneşte kalmak riski arttıran faktörlerdir.

Melanomun belirtileri nelerdir?
Bir deri beni birden bire ortaya çıktıktan sonra hızla büyür kabarıklaşırsa, boyutu 6mm 'nin üzerinde ise, oldukça koyu kahve veya siyah renkte ise, içinde birden fazla renk barındırıyorsa, sınırları düzensiz, girintili çıkıntılı ise, kanıyorsa bir Dermatoloji Uzmanı tarafından acilen başvurulmalıdır

Melanomdan nasıl korunulur?
Cilt kanserlerinden korunmanın yolu güneşten sakınmaktır. Özellikle güneşin yer küreye dik geldiği 10.00 -15.00 saatlerinde güneşe çıkmamak, 15 koruyucu faktörden yüksek güneşen koruyucuları kullanmak gerekir.

Cildin beyazlaması ile seyreden hastalıklar nelerdir?
Cildin beyazlaşması ile seyreden hastalıklar ise vitiligo, mantar hastalığı, hassas ciltli çocuklarda görülen beyaz lekelenmelerdir. Ayrıca bazı beyaz lekeler doğuştan itibaren de mevcut olabilir

Vitiligo nedir?
Vitiligo deriyi boyayan maddenin (pigment ) kaybı nedeniyle, cildin beyazlaşması ile seyreden bir hastalıktır. Vitiligo vücudun herhangi bir yerini tutabilir.
Bu hastalık otoimmün (vücudun pigment hücrelerine antikor oluşturduğu) bir hastalıktır. Vitiligosu bulunan hastaların çoğu sağlıklı olmasına rağmen bazı hastalarda guatr hastalığı gibi otoimmün hastalıklar vardır.

Ciltte lekelere neden olan pitriasis versicolor nasıl bir hastalıktır ve nasıl tedavi edilir ?
Tinea versicolor deri yüzeyindeki bir mantarın aşırı üremesi ile oluşan yaygın rastlanılan bir deri hastalığıdır. Bu aşırı gelişim deride beyaz veya kahverengi renk değişikliğine ve pullanmaya neden olur.
Tinea versicolor sürülen veya ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilir. Lokal uygulanan tedaviler deriye uygulanan şampuan, krem ve losyonlar şeklinde olabilir.
Bir çok ağızdan alınan tedavi tinea versicoloru başarılı bir şekilde tedavi eder. Fakat yan etkileri ve diğer ilaçlarla etkileşimi yüzünden bu ilaçlar Dermatoloji uzmanlarının kontrolünde kullanılmalıdır. Uygulanan her tip tedaviden sonra derinin rengindeki değişiklik deri rengi normale dönene kadar aylarca kalır.

Çocuklarda görülen pitriasis alba nedir ve nasıl tedavi edilir?
Pitriasis alba çocuklarda özellikle yüz bölgesinde üzeri hafif kepekli beyaz lekeler şeklinde görülür. Hastalığın temel nedeni bilinmemekle beraber, atopik bünyeye sahip olmak ve derinin kuru olmasının hastalığın gelişiminde rol oynasığı düşünülmektedir.Hastalığın tedavisinde kortizonlu krem ve nemlendiriciler kullanılır.


  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.03.2009, 00:58   #15
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta





Cildimizdeki yağ nelerden oluşur?
Cilt üzerindeki yağ sebum, lipitler,(yüzeydeki hücrelerden kaynaklanır) ter ve çevresel materyallerden oluşur.

Ciltteki yağ (sebum) nerede üretilir?
Sebum yağ bezlerinden üretilir. Tüm vücut yüzeyinde bulunan sebum, el ve ayak derisinde daha az, avuç içi ve ayak tabanlarında ise hiç yoktur. Yağ bezleri ırtın ortasında, alında ve çenede daha büyüktür ve diğer deri bölgelerinden daha fazladır. Aynı zamanda kulak kanalında ve cinsel organların bulunduğu alanda da yoğundur.

Yağ bezlerinin yapısı nasıldır?
Yağ bezleri kanallarla birbirine bağlı loblardan oluşur ve bu kanalların içi deri yüzeyine benzer hücrelerle örtülüdür. Bir çok yağ bezi kıllar ile birlikte deri yüzeyine açılır. Bazı serbest yağ bezleri ise tek başlarına deri yüzeyine açılırlar. Bunlar gözkapaklarında meibomian bezleri, üst dudakta fordyce lekeleri adını alır.

Sebum nelerden oluşur?
Sebum kompleks bir yapıya sahiptir ve de aşağıdaki lipitleri içerir:
  • Glyceridler
  • Serbest yağ asitleri
  • Serbest yağ asitleri
  • Squalene
  • Kollesterol esterleri
  • Kollesterol
Trigliseritler de yağ bezlerinde üretilir ve yağ bezi kanalındaki lipaz denen bakteriyal enzimlerle serbest yağ asitlerine parçalanırlar.

Sebumun normalde görevi nedir?
Sebumun aşağıdaki fonksiyonları vardır:
  • Derinin yüzeyinden sıvı kaybını engellerler.
  • Deriyi bakteri ve mantarlardan korurlar.
  • Derinin kokusunı oluşturur.
  • Bağışıklık sisteminin regülasyonunda rol oynayan Proprionibacterium acnes denen bakterinin kolonizasyonunda rol oynar.
Yağ salgısı nasıl düzenlenir?
Serumun salgısı hormonal faktörler, yaş, bazı hastalıklar ve ilaçlardan etkilenir.

Sebum üretimi hormonlardan nasıl etkilenir?
Sebum üretimi androjen dediğimiz seks hormonlarının kontrolü altındadır. En aktif androjenler testosterone, 5-testosterone (DHT) and 5-androstenedioldür. Bu bormonlar ve diğerleri erkeklerde testis, kadınlarda yumurtalıktan ve böbrtek üstü bezinden salgılanır. Bu organlar beyinde bulunan pituiter bez tarafından kontrol altında tutulur.
Androjenler deri ve cinsel organlarda bulunan hormonlar tarafından daha aktif hale getirilirler. Tip I 5-redüktaz denen enzim deride, tip II 5-redüktaz cinsel organlarda etkili olur. Bu enzimler daha az aktif olan androjenleri aktif testesteron ve 5-hidroksi testesterona (DHT) dönüştürürler. Daha aktif androjenler yağ bezlerinden sebum salgısını uyarırlar.

Yaş ile yağ bezi aktivitesinin ilişkisi nasıldır?
Yağ bezleri doğumdan önce aktif durumdadırlar. Yağ salgısı annedeki hormonlarla düzenlenir.Yağın içeriği yaş ile değişir. Yenidoğan bebek vernix caseosa denen mumumsu bir tabaka ile kaplıdır. 3-6 ayda yeni doğan bebekler erişkin gibi yağ salgılamaya başlarlar. Erkeklerde yağ salgısı kadınlara göre daha fazladır. Yaş ile birlikte yağ salgısı azalır. Özellikle menapozdan sonra kadınlarda belirgin azalma olur.

Hangi hastalıklar yağ salgısını etkiler?
  • Pitiuter bez, böbrek üstü bezi , yumurtalık ve testislerin hastalığında miktarı azalır.
  • Uzun süren açlık durumlarında miktarı azalır.
  • Parkinson hastalığında miktarı artar.
Hangi ilaçlar yağ salğısını azaltır?
  • Östrojen alımı (doğum kontrol haplarında mevcut)
  • Siproteron asetat ve spironalakton gibi antiandrojen ilaçların alınımı
  • İsotretinoin gibi A vitamini deriveleri (akne tedavisinde kullanılır)
Hangi ilaçlar yağ salgısını arttırır?
  • Medroxyprogesterone, levonorgestrel gibi androjenetik özelliği olan progesteronlar
  • Fenotiazinler
Hangi ilaçlar sebumun içindeki komponentlerin oranı değiştirilebilir?
  • Diane 35 (etinil östrodiol ve siproteron asetat içerir)
  • İsotretinoin Squalen, wax esterleri ve yağ esterlerini azaltır
  Alıntı ile Cevapla
Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 04.03.2009, 01:02   #16
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Vücut yaşlandıkça cildimizin görünüşü ve karakteri de değişir. Yaşlanan deride kırışıklıklar ve sarkma görülür. Saçların beyazlaması da en belirgin bulgulardandır.

Derinin görevleri nelerdir?
Derinin bir çok görevi vardır. En belirgin görevi ise dış faktörlerden korumaktır. Özellikle vücut derecesini dengede tutar, sıvı elektrolit dengesini sağlar ve ağrı ve basınç gibi duyuların algılanmasını sağlar.

Derinin yapısı nasıldır?
Derinin bir çok tabakası olmasına rağmen temelde üç tabakadan oluşur. Derinin üst tabakası olan epidermis deri hücrelerini, pigment dediğimiz boya maddesini ve proteinleri içerir. Orta tabaka olan dermis tabakası ise kan damarları, sinirler, kıl kökleri ve yağ bezlerini içerir. Bu katman epidermisinde beslenmesini sağlar.
Subkutanöz dediğimiz deri altı tabakası ise ter bezleri, kıl kökleri, kan damarları ve yağ dokusunu içerir. Her tabakada kollajen liflerini içeren bağ dokusu bulunur. Bu bağ dokusu deri dokusuna destek verir ve elastin ise esneklik ve güç sağlar.

Cilt yaşlanması hangi faktörlerden etkilenir?

Deri yaşlanması çevresel faktörler, genetik, makyaj, beslenme ve diğer faktörlerden etkilenir.

Cilt yaşlanmasında en önemli faktör hangisidir?

En önemli faktör güneş ışınlarıdır. Bu değişiklik vücudumuzun güneş gören yerleri ile diğer alanlar karşılaştırıldığında kolaylıkla fark edilir. Derinin doğal pigmenti (boya maddesi) güneşin tetiklediği deri hasarına karşı biraz koruma sağlar. Açık göz rengine sahip, açık tenli kişilerde yaşlanma belirtileri esmer kişiler göre daha erken başlar.

Güneşe (ultraviole radyasyon) maruz kalan alanlardaki yaşlanma belirtileri fotoyaşlanma olarak bilinir. Fotoyaşlanma kısa dalga boyuna sahip ultraviole B'nin (UV) derinin üst tabakasına (epidermis) ve uzun dalga boylu ultraviole A'nın (UVA) derinin orta tabakasına (dermis) yaptığı hasar sonucu gelişir. Yaşlanma belirtileri önce yüzde başlar, güneşe çok maruz kalınan ülkelerde özellikle açık tenli (deri fototipi I ve II) kişilerde bu belirtiler daha erken yaşlarda başlar.

Yaşlanmayı etkileyen diğer dış faktörler nelerdir?

Deri yaşlanması sigara ile de tetiklenir, sigara içenlerin derisi sarımsı soluk renktedir. Ayrıca sigara içmek deri kanseri riskini de arttırır.

Yaşlanmanın belirtileri nelerdir ve ne gibi problemler görülür?

Fotoyaşlanma veya güneş hasarı deride ince çizgi ve kırışıklıklara, renk ve doku değişikliklerine yol açar. Epidermis incelir ve böylece deride kolayca su toplaması, yara, sıyrık oluşur. Ayrıca koruyucu olan yağ tabakası da azalır. Deri su tutma kapasitesini azalttığı için kurudur. Ek olarak dokunma, basınç, titreşim, sıcak ve soğuk duygularının algılanması azalır. Deri travmalara açık hale gelir.

Kan damarları kolaylıkla yırtılarak kanamaya yol açabilir. Morarmalar ve küçük kanamlar ve hatta bazen küçük bir travma ile büyük kanama alanları (hematom) oluşabilir. Bu durum en sık ön kol dış yüzeyinde görülür, fakat başka yerlerde de meydana gelebilir. Deri değişiklikleri ve yağ dokusunun azalmasına bağlı olarak, hastalar beslenme bozuklukları ve bazı hastalıklar yüzünden hareketsiz kaldıklarında basınç ülserleri (yaraları) açılabilir.

Yaşlanan deri genç deriye göre kendini daha zor tamir eder. Yara iyileşmesi 4 kat daha yavaştır. Bu da basınçyaraları ve enfeksiyona neden olur. Diabet (şeker hastalığı), kan damarlarındaki değişiklikler, bağışıklık sistemindeki yetersizlikler ve benzer faktörler de yara iyileşmesini etkiler.

Sarı kalınlaşmış deri (elastosis veya heliosis) dermisteki elastin denen proteinin hasarına bağlı olarak ve ayrıca keratoakantom ( derinin kanser dışı gelişimleri) oluşur. Tekrarlayan enflamasyonun (güneş yanığı, akne ve diğer cilt hastalıkları) oluşturduğu skar dolayısıyla dermiste kollajen de artar, fakat organizasyonu bozulur. Kalın dermis elastikliğini kaybeder ve güçsüzleşir.

Yaşlı insanlarda cilt hastalıklarının sıklığı artar mı?

Yaşlı insanlarda deri hastalıkları daha sık görülür. Yaşlı kişilerin % 90’ından fazlasında bir veya birkaç cilt hastalığı vardır.

Şeker, karaciğer, kalp ve damar hastalıkları bir takım cilt hastalıklarına neden olabilir. Stres, kullanılan ilaçlar ve beslenme bozuklukları da cilt bozukluklarına nede olabilir.

Derideki birçok değişiklik güneş ışınlarına bağlı olarak gelişir. Melanosit denen ve derinin rengini ve bronzlaşmayı sağlayan hücreler aşırı aktif hale gelir ve büyürler, bu da çiller, güneş lekelerine ( solar lentigo, yaşlılık lekeleri) neden olur. Mmelanositlerin genel olarak sayısı azalır ve deri daha soluk ve saydam hal alır. Beyaz lekeler (idiopatik guttat hipomelanosis) oluşur.

Yağ bezleri daha az yağ üretirler. Erkeklerde daha az bir azalma olur. Kdaınlarda yağ salgısının azalması menapoz ile birlikte başlar. Deriyi nemli tutmak zorlaştığı için kuruluk ve kaşıntı artar. Bazı ilaçlar yağ tabakası tarafından emildiği içini deri tabakalarındaki değişiklikler ilaçların etkisini değiştirebilir. Ayrıca derinin izolasyonu bozulduğu için hipotermi gelişebilir.

Ter bezlerinde terleme de azalır. Bu nedenle vücudun soğuması zorlaştığından, aşırı sıcaklarda sıcak çarpması görülebilir.

Küçük kan damarları genişleyerek telenjiektaziler (kılcal damar genişlemeleri), kiraz lekeleri denen kırmızı lekeler (anjiomlar), kanama alanları (yaşlılık purpurası) gelişir.

Ölü hücre ve bozuk proteinlerle dolu kıl ağızları deride siyah, beyaz noktalara (solar komedonlar) parlak kahverengi jel ile dolu kabarıklıklara (kolloid milia) neden olur.

Ayrıca yaşlı deride siğilimsi pürtüklü kahverengi lezyon gelişimine eğilim vardır. (seboreik keratoz) Ayrıca deri ekleri ve siğillerde artarlar.

Yaşlılık ile beraber cilt kanserleri de artar mı?
Evet, kesinlikle belirgin bir şekilde artar. Güneş ışığındaki ultraviole (mor ötesi) radyasyon DNA içeren hücresel yapılarda genetik değişikliklere, oksidasyona ve ionizasyona neden olur. Ultraviole radyasyonun bağışıklık sistemi üzerine de derin etkileri vardır. Bu durum yaşlanan derinin kansere eğilim göstermesine neden olur. Eğer 40 yaşın üzerinde, açık tenli ve güneşe aşırı maruz kalmış iseniz veya açık havada çalışıyorsanız derinizi düzenli olarak deri bulguları açısından kontrol etmelisiniz. Eğer derinizde bir şişlik görülür, iyileşmeyen bir yaranız olur, yeni bir leke çıkarsa veya sadece rutin kontrol için muayene olunuz.
Solar keratozlar aktinik keratoz olarak da bilinir. Şakaklar, burun, yanaklar ve üst dudakta görülen yumuşak kırmızı kuru lekelerdir. Bu lekeler ellerin sırtında da sıktır. Solar keratozlar krioterapi (dondurarak tedavi) denen bir yöntemle tedavi edilirler.

Yaşlanma ile deride hangi kanserler görülür?
  • Bazal hücreli karsinoma
  • Skuamöz hücreli karsinom
  • Melanom
Bazal hücreli karsinoma (BHK) deri kanserlerinin en sık görülenidir. İyileşmeyen bir yara üzerinde et renginde yavaş gelişen bir kabarıklık şeklinde görülür. Sıklıkla alın ve burun yan kenarlarında görülür. Gövde de yavaş ilerleyen kırmızı kuru yama tarzında alanlar şeklinde görülür. BHK çoğunlukla ufak bir cerrahi girişim iler tedavi edilir.

Bowen hastalığı( in-situ squamöz hücreli karsinoma) çok sayıda kırmızı yavaş gelişen kabuklu yaralar şeklinde sıklıkla bacaklarda görülür.

Skuamöz hücreli karsinom ( SHK ) hızlı gelişen, hassas şişlikler şeklindedir. SHK özellikle kulak, dudak, eller ve alt bacaklar gibi güneşe maruz kalan alanlarda sıklıkla bir solar keratozun üzerinde gelişir. Tedavi cerrahi olarak yapılır.

Melanom yaygın fakat tehlikeli bir cilt kanseridir ve yaşlılarda olduğu gibi genç erişkinlerde de görülebilir. Normal bir görünümü olmayan ben veya çil şeklinde ortaya çıkar. Eğer erken aşamada tanınır ve basit bir operasyon ile çıkartılırsa genellikle tehlike yaratmaz.

Fotoyaşlanmanın şiddeti kişiden kişiye değişebilir mi?

Evet değişebilir. Genellikle güneşe bağlı yaşlanm 4 evrede sınıflandırılmıştır:
  • Hafif (yaş 28-35): Çok hafif kırışıklılar vardır, keratoz yoktur. Hafif makyaja ihtiyaç duyar ya da duymaz.
  • Orta (35-50): Hafif kırışıklıklar, yüzeyel keratozlar vardır. Hafif makyaja ihtiyaç duyar.
  • İleri (50-60): Kalıcı kırışıklıklar, deri renginde değişikliklerle birlikte telenjiektaziler ve aktinik keratozlar vardır. Genellikle makyaja ihtiyaç vardır.
  • Şiddetli (65-70): Şiddetli kırışıklıklar, fotoyaşlanma vardır, yerçekimi ve dinamik kuvvetler deriyi etkiler, deri kanseri ile birlikte veya birlikte olmadan aktinik keratozlar vardır. Çok yoğun makyaja ihtiyaç vardır.
Yaşlanmadan nasıl korunulur?
  • Yaşlanmanın bütün belirtileri güneş ile ilgili olduğundan tüm yaşam boyu güneşten korunmalıdır.
  • Mümkünse güneş yanıklarından sakınılmalıdır.
  • Kaliteli ve yüksek korumalı güneşten koruyucular kışta aylarında bile kullanılmalıdır.
  • Güneşten koruyan kıyafetler giyilmeli, şapkalar takılmalıdır.
  • İyi beslenme ve bol sıvı alımı da önemlidir. Sıvı kaybı derinin incinmesini de kolaylaştırır .
  • Deri sıklıkla nemlendirilmeli, parfüm içeren sabunlar kullanılmamalıdır.
Yaşlı derinin bakımı nasıl yapılmalıdır?
  • Foto hasara uğramış derinizi tamamıyla güneş ışığından koruyunuz. Yaz aylarında gün ortasında açık havada aktivite yapmaktan kaçınınız.
  • Sigara içmeyiniz. Sigara yüz çizgi ve kırışıklıklarını arttırır ve yara iyileşmesini zorlaştırır.
  • Egzersiz genel sağlık için olduğu kadar cilt için de çok faydalıdır.
  • Dışarıda kalındığı sürece güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır.
  • Nemlendiriciler deriyi yumuşatmak için kullanılmalıdır.
Fotoyaşlanmış deri nasıl tedavi edilir?
Fotoyaşlanmış deriyi tedavi etmek için giderek artan sayıda tedavi seçenekleri gelişmektedir. Bu konuda bir plastik cerraha veya dermatoloji uzmanına başvurabilirsiniz.
Uygulanan tedaviler aşağıda sıralanmıştır:
  • Alfa hidroksi asit , C vitamini, lipoik asit veya retinoid içeren kremler kırışıklıkları ve lekeleri azaltmak amacıyla uzun süre düzenli bir şekilde uygulanabilir.
  • Kollajen, hyalürinik asit ve yağ dokusu enjeksiyonları yüz çizgilerini gidermekte kullanılabilir.
  • Botilinum toksin(BOTOX® veya Dysport®) enjeksiyonları mimik çizgilerini azaltmak amacıyla kullanılır.
  • Dermabrasyon, kimyasal peeling,laserle cilt soyma gibi cilt soyma teknikleri ile hasarlı olan derinin üst bölümü soyulur ve sonradan yerine yeni hücreler gelişir.
  • Damarsallaser tedavileri damarsal gelişimleri tedavi etmek amacıyla kullanılabilir.
  • Bacaklardaki toplar damarlar skleroterapi denen bir yöntemle veyalaser ile tedavi edilebilir.
  • Göz kapaklarına veya tüm yüze plastik cerrahi operasyonlar yapılabilir.
  Alıntı ile Cevapla
Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 04.03.2009, 01:05   #17
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Kondiloma aküminata olarak da adlandırılan cinsel bölgedeki siğiller Human Papiloma Virüsün (HPV) yaptığı bir enfeksiyondur. Seksenden fazla HPV türü olmasına rağmen bunlardan çok azı (özellikle HPV tip 6 ve 11) genital siğile neden olur. Diğer tipleri el, ayak veya vücudun diğer alanlarında enfeksiyona neden olur. HPV 16 ve 18 dış genital bölgede, makat bölgesinde ve rahim ağzında kanser gelişimine neden olabilir. Bu nedenle hastalığa yakalanan kişilerin bayan partnerleri enfeksiyonun varlığını saptamak üzere bir Kadın Doğum uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Cinsel bölgede enfeksiyona yol açan diğer HPV tipleri nadiren kansere yol açar. Cinsel bölgedeki siğiller cinsel temasla bulaşır, nadiren cinsel bölgede enfeksiyon bulunan anneler normal doğum esnasında enfeksiyonu bebeklerine bulaştırabilir.
Cinsel bölgedeki siğiller hamile bayanlarda ve bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle ( kanser, AİDS, organ nakli, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımı ) bozulanlarda problem oluşturabilir. HPV enfeksiyonuna yakalananların çok azında cinsel bölgede siğil gelişir. Çoğu kişi taşıyıcı olup, cinsel bölgesinde hiç bir zaman siğil gelişmez, fakat enfeksiyonu cinsel partnerlerine bulaştırabilirler. HPV ile temastan sonra enfeksiyon gelişme süresi birkaç ayı alır, bazı kişilerde ise yıllar sonra enfeksiyon gelişir.

Cinsel bölgedeki siğiller nasıl görünürler?
Siğiller tipik olarak deri renginde pürtüklü yüzeye sahiptir. Büyük veya küçük , tek veya gruplar halinde görülebilir. Dış genital bölgede, vajinada ve de makat bölgesinde görülebilir.

Cinsel bölgedeki siğiller tedavi edilmeli midir?
İnsanların çoğu siğillerini tedavi ettirmek istemektedir, çünkü hastalar siğillerden hem kozmetik olarak rahatsız olmaktadır, hem de cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırmak istememektedir. Bazen de siğiller kaşınabilir, kanayabilir ve bu bölgenin temizliğini zorlaştırabilir ve bu nedenle tedavisi gerekir.

Siğillerin tedavi edilmesi enfeksiyonun bulaşmasını engeller mi?
Başarılı bir tedavi HPV enfeksiyonunun tamamının ortadan kalktığını garanti etmez, tedaviden sonra kişi muhtemelen daha az bulaştırıcıdır.

Siğiller nasıl tanınır?
Bir çok siğile muayene ile tanı konulur. Bazı olgularda doktor siğilleri belirginleştirmek amacı ile cinsel bölgeye sulandırılmış sirke sürebilir. Bazı olgularda ise tanı koymak için şüpheli alan cerrahi olarak çıkartılıp patolojik incelemeye yollanır.

Siğiller nasıl tedavi edilir?
Siğillerin tedavisi zordur ve bütün tedavi seçeneklerinde tekrarlama olasılığı vardır. Tedavi şekli siğilin sayısına , bulunduğu bölgeye ve diğer faktörler göre değişir. Siğiller cerrahi veya kimyasal yollarla tedavi edilebilir. Cerrahi tedaviler basit cerrahi çıkartma, koter, dondurma tedavisi velaser tedavisi şeklinde yapılabilir. Bu tedaviler ağrılı olabilir, az miktarda kanamaya neden olabilir ve iyileşme esnasında bakteri enfeksiyonları gelişebilir. Kimyasal tedavide asitler, ( bikloroasetik asit ve triklorasetik asit) 5-fluorourasil krem (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç) ve podofilin kullanılabilir. Bu kimyasalların tahriş edici özellikleri vardır ve normal deride yanıklara yol açabilirler. Tüm bu kimyasal ve cerrahi yöntemler HPV ye etkili olmadığından hastalık tekrar edebilir.
Virüse etki eden bir ilaç interferon alfadır. Bu ilacın kullanımı yan etkilerinden (baş ağrısı, halsizlik ve ateş) ve enjeksiyon yoluyla uygulanmasından dolayı yaygın değildir.
Son zamanlarda hastaların kendi kendilerine uygulayabileceği tedaviler( Podofilox gel ve imiquimod krem) geliştirilmiştir. Podofilox siğil hücresinin gelişimini durdururken, imiquimod HPV ye karşı bağışıklık sistemini lokal olarak uyarır. Her iki tedavide virüsü tedavi eder, fakat lokal tahrişe neden olabilir. Ama sistemik yan etkileri yoktur. Podofiloksun antiviral etkisi veya bağışıklık sistemin güçlendirici etkisi olmadığından tedaviden sonraki üç ayda hastaların üçte birinde tekrarlama görülür. Imiquimod ise bağışıklık sistemini harekete geçirerek etkili olduğundan, tedavi sonrası takip edilen hastaların sekizde birinde tekrarlama görülür.

Araştırılan yeni tedavi yöntemleri var mıdır?
Yeni tedaviler üzerinde çalışılmaktadır. En önemli çalışmalardan birisi HPV aşısıdır. Aşı hem tedavi de, hem de siğil ve kanserden korunmada kullanılabilecektir. HPV aşısı, bazı ülkelerde kız çocuklarını ilerde rahim ağzı kanserine karşı korumak için koruyucu aşı takvimine alınmıştır. Aşı Mart 2007 itibari ile Türkiye'de de piyasada bulunmaktadır.

Hastalıktan nasıl korunulabilir?
Doktorlar kondom kullanımı ve HPV enfeksiyonlu hastaların tedavi edilmesi ile hastalığın azaltılabileceğini düşünmektedir. Bununla birlikte hiçbir metod hastalığı kesin olarak engelleyemez. Kondom kullanılsa bile, hastalık kondom kullanılan alanların dışında da görülebildiğinden, tam koruma sağlamaz. Tek eşlilik hastalığın geçişini azaltır.

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.03.2009, 01:08   #18
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Doğum lekeleri nedir?
Bir çok bebekte doğduklarında doğum lekeleri mevcuttur. Bazı bebeklerde bu lekeler yaşamın ilk haftalarında ortaya çıkarlar. Bu lekeler kahverengi, bronz, pembe veya kırmızı olabilirler. Her yüz doğan bebeğin 10'unda doğum lekesi vardır. Bu lekeler deride kan damarlarının demetler halinde bir araya gelmesi ile oluşurlar. Bu lekeler düz veya kabarık, pembe,kırmızı veya mavimsi görünümdedirler.

Doğum lekelerinin nedeni nedir?
Doğum lekelerinin temel oluşum nedeni bilinmemektedir. Birçok doğum lekesi kalıtsal değildir ve gebelik esnasında olan bir olaydan kaynaklanmazlar.

Doğum lekelerinin farklı tipleri nelerdir?
Birçok değişik tipte damarsal doğum lekeleri bulunmaktadır. Bazen doğum lekelerine kesin tanıyı koyabilmek için, haftalarca veya aylarca takip etmek gerekebilir. En yaygın damarsal doğum lekeleri düz lekeler, hemanjiomlar ve portwine stain( porto şarabı lekesi)dir. Damarsal doğum lekelerinin bazı nadir tipleri de vardır.

Düz lekeler
Düz lekeler soluk, hafif kırmızı renkte lekelerdir. Bu damarsal lekelerin en sık rastlanılan tipidir. Genellikle alında ve göz kapaklarında görüldüklerinde melek öpücüğü olarak bilinirler. Ensede rastlandıklarında leylek ısırığı olarak adlandırılırlar. Bu lekeler burun ucunda, üst dudaklarda ve vücudun herhangi başka bir yerinde bulunabilirler. Genellikle pembe ve düzdürler. Melek öpücükleri genellikle 2 yaşında kaybolurlar, fakat leylek ısırığı genellikle erişkin yaşa kadar kalırlar. Bu lekeler zararsızdır ve tedavi edilmelerine gerek yoktur.

Hemanjiomlar
Hemanjioma terimi bir çok farklı tipte damarsal gelişimi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bir çok dermatolog bu yaygın tipteki damarsal doğum lekeleri için hemanjioma terimini kullanmayı tercih eder. Bu lekeler genellikle doğumdan sonra görülmezler, ancak yaşamın ilk birkaç haftasında ortaya çıkarlar. Hemanjiomlar 2 tipe ayrılırlar: Çilek hemanjiomlar ve Kavernöz hemanjiomlar

Çilek hemanjiomlar deriden hafifçe kabarık, açık kırmızı renkte lekelerdir ve deri yüzeyine oldukça yakın anormal damarlardan oluşurlar.

Kavernöz hemanjiomlar daha derin yerleştiklerinden mavi bir renge sahiptirler. Bu benler yüzün veya vücudun herhangi bir yerinde bulunabilirler.

Genellikle bir çocukta bir hemanjiom bulunur, fakat bazen iki yada üç adet olabilir. Bazı bebeklerde ise çok sayıda ve iç organlarda da hemanjiom bulunabilir. Diğer damarsal lekelere göre hemanjiomlar oldukça hızlı gelişirler. Bu büyüme yaşamın ilk 6 haftasında başlar ve bir yıl boyunca devam eder. Bir yıldan sonra bir çok hemanjiom büyümesini durdurur. Bundan sonra beyaza dönüp yavaşça küçülürler. Hemanjiomların yarısı beş yaş civarında, on tanesinden dokuzu da dokuz yaş civarında gerilerler. Bir çoğu tamamı ile ortadan kalkar, fakat sıklıkla soluk bir işaret kalır. Bir hemanjiomun ne kadar büyüyeceğini veya tamamı ile kaybolup kaybolmayacağını bilmek mümkün değildir.

Kavernöz hemanjiomlar


Hemanjiomların Komplikasyonları
Bazen hemenjiomlar aniden büyüyebilir ve küçülebilir ve üzerlerinde yara ve ülserler açılabilir. Bu yaralar ağrılıdır ve enfeksiyon gelişebilir. Bu durumda muhakkak bir Dermatoloji Uzmanına görünmek gerekir. Yara temiz tutulmalı ve antibiyotikli kremler kullanılmalıdır.

Aileler hemanjiomların kanayabilecekleri konusunda uyarılmalıdır. Bununla beraber bu lekeler genellikle problem oluşturmazlar. Kanama genellikle travmadan sonra gelişir. Eğer hemanjiom kanarsa bu bölge su ve sabunla veya hidrojen peroksitle yıkanır ve gazlı bezle bandaj yapılır. Bu bölgeye beş dakika baskı uygulanır. Eğer kanama durmazsa muhakkak doktora başvurulmalıdır.

Hemanjiom nadiren bir iki gün içerisinde büyür. Bu durum oluşursa muhakkak Dermatoloji Uzmanı ile görüşünüz. Eğer morarma gelişirse de, bu durum Dermatoloji uzmanına gösterilmelidir.

Hemamjiomların Tedavisi
Damarsal lekesi bulunan bebekler bir an öce Dermatoloji Uzmanı tarafından muayene edilmeli, lekeye doğru tanı konarak, tedavi ihtiyacı olup olmadığı saptanmalıdır. Aileler için hemanjiomların büyümesini veya küçülmesini hiçbir şey yapmadan izleyerek beklemek kolay değildir. Bununla beraber bir çok hemanjiomun tedavi edilmesine gerek yoktur. Çünkü hemanjiomlar kendi kendilerine hiçbir belirti bırakmadan iyileşirler.

Hemanjiomların birçok farklı tedavi yöntemi vardır, hiçbir yöntem tamamı ile güvenli ve etkili değildir. Potansiyel faydalar ile tedavinin riskleri tartılıp, tedaviye bu şekilde başlanmalıdır.

Hızlı büyüyen hemanjiomlara en yaygın olarak kortizon tedavisi yapılabilir. Kortizon enjeksiyon şeklinde veya ağızdan tablet alınarak tedavi edilir. Uzun süreli ve tekrarlayan tedaviler gerekebilir.Tedavinin gelişme geriliği, kan şekerinde artma, katarak ve artmış enfeksiyon olasılığı gibi riskleri vardır.
laserler hemanjiomların büyümesini durdurmak ve de tamamen ortadan kaldırmak amaçlı kullanılabilir. Hemanjiom üzerinde iyileşmeyen yara gelişirse delaser ile tedavi yapılabilir. Yeni tiplaserler gelişmekte ve de hemanjiomların tedavisinde kullanılmaktadır.

Port-Wine Stains
Portwinestain her bin doğumda bir görülen farklı bir damarsal lekedir. Bu benlere nevüs flammeus veya kapiller hemanjiom da denir. Fakat hemanjiomlarla karıştırılmamalıdır.

Portwine lekeleri doğumda mevcutturlar. Genellikle düz, pembe, kırmızı veya morumsu renkte, sıklıkla yüz, boyun, kollar ve bacakta görülen lekelerdir. Boyutları değişkendir. Hemanjiomlardan farklı olarak portwine lekeleri yalnızca çocuk büyüdüğünde büyürler. Zamanla kalınlaşabilir ve üzerinde kabarıklık ve çukurcuklar meydana gelebilir. Portwine lekeleri kendiliklerinden ortadan kaybolmazlar ve yaşam boyu kalırlar.

Port-Wine Stains komplikasyonları

Port-wine lekeleri, özellikle yüzde bulunanlar ruhsal, sosyal ve ekonomik problem oluşturabilirler. Alın, göz kapağı ve yüzün her iki tarafında bulunan portwine lekeleri glokom yapabilirler. Glokom göz içi basıncının artmasıdır ve tedavi edilmezse körlüğe neden olabilir. Bu komplikasyon alın ve göz kapağındaki portwine lekelerinin dörtte birinde meydana gelir. Bu bölgelerde portwine lekeleri bulunanların beyin ve göz muayeneleri yapılmalıdır.

Bazen portwine stainler etraftaki dokuları aşırı derecede büyütebilirler. Özellikle kol ve bacaklarında büyük portwine lekeleri bulunan hastalar bu açıdan takip altında tutulmalıdırlar.

Zaman içinde portwine lekeleri üzerinde piyojenik granülom denen küçük damar gelişimleri oluşabilir. Bu lekeler kolaylıkla kanayabilir, bu yüzden tedavi edilmelidirler

Port-Wine lekelerinin tedavisi
En yaygın tedavi yöntemi portwine lekelerini kapatıcı makyaj malzemeleri ile boyamaktır.
Portwine lekelerinin tedavisinde farklı bir çok yöntem uygulanır, fakat bu yöntemlerin hiç biri tam olarak etkili olmaz. Yeni tiplaserlerin daha az yan etki riski vardır. En iyi sonucu alabilmek için tedavi erken dönemde bebeklikte başlanmalıdır. Genellikle iki ay ara ile yapılan çok sayıda tedavi seansına gerek vardır. Genç hastalar erişkin hastalara göre daha az tedavi seansına ihtiyaç duyarlar. Hastaların ancak dörtte birindelaser bu lekeleri tamamı ile ortadan kaldırırlar. % 70 i ise daha iyi bir görünüme sahip olurlar. Bilinmelidir ki çok az bir hasta grubulaser tedavisine iyi cevap vermektedir.
laser tedavisinin riskleri vardır. Deri renginde koyulaşma veya açılma olabilir. Bu olguların çoğunda kalıcıdır. Şişlik, kabuklanma ve ufak kanamalar oluşabilir. Bu durum nadirdir ve kolaylıkla tedavi edilebilir.laser tedavisi rahatsız edici ve fakat çok ağrılı olmayan bir tedavi yöntemidir. Erişkinlerde anesteziye gerek yoktur. Bunun yanında çocuklara anestezi gerekir.

Bir çok damarsal ben kendiliğinden geçer veya etkili bir şekilde tedavi edilir. Dermatologlar gün geçtikçe damarsal lekelerin sebepleri ve tedavisi konusunda daha çok bilgi sahibi olmaktadırlar.

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.03.2009, 01:11   #19
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Deri çatlakları (Striae Distensae) nedir?
Hızlı büyüme, gebelik ve hızlı şişmanlama sonrasında derinin altındaki tabakanın yırtılması sonucu gelişen ince çizgilerdir. Bu durum tıbbi bir problem yaratmayan, fakat kozmetik olarak rahatsız eden bir durumdur.

Deri çatlakları kimlerde görülür?
Deri çatlakları deri gerginliğinin fazla olduğu vücut bölgelerinde görülür. Bu alanlar hamile bayanların karın ve göğüsleri, ergenlik dönemindeki gençlerin kalça ve göğüsleri, vücut geliştirme yapanların omuzlarıdır ve aşırı kilolu kişilerde çeşitli bölgelerde görülebilir.
Deri çatlakları uzun süreli kortizonlu krem ve hap kullanımına bağlı olarak da gelişebilir. Ayrıca böbrek üstü bezinin aşırı kortizon salgıladığı Cushing Sendromu denen hastalıkta da kandaki kortizon düzeyi artarak; deride çatlaklara neden olur.

Deri çatlakları nasıl görünür?
Deri çatlakları oluşmadan öce ilk olarak deri rengi pembeleşir ve bu aşamada genellikle kaşıntı vardır. Kısa sürede kırmızı mor bir çizgi halini alır (Stria rubra). Zaman içinde bu çizgiler beyazlaşır ve daha az belirgin hal alır. Genellikle bir kaç cm uzunluğunda 1-10 mm genişliğindedir. Kortizon kullanımı ve Cushing hastalığında daha uzun ve geniş olabilir ve klasik yerleşimin dışında, yüz gibi alanlarda da görülebilir.

Deri çatlaklarının tedavisi mümkün müdür?
Deri çatlakları genellikle kozmetik problem oluşturur, fakat nadiren eğer çok yaygınsa kolaylıkla üzerinde ülser ve yara açılabilir. Ergenlikte belirgin olan çatlaklar zamanla gerileyip, tedavi ihtiyacı göstermezler. Çatlakların tedavisinde kullanılan ilaçlar derinin orta tabakası olan dermisteki kollajeni uyarır ve elastin sentezini tetiklerler.
Deri çatlakları eğer rahatsız ediyorsa aşağıdaki tedaviler denenebilir:
  • Retinoid içeren kremler: Retinoidler A vitamini derivesidir. Bu kremler yara izlerinde de faydalı iken, deri yüzeyini düzeltir, ince çizgileri ortadan kaldırır, deri rengini düzenler, sarkmayı tedavi ederler. Genellikle 3-6 aylık bir tedavi gerekir. Eğer deride tahriş oluşturursa, tedavi kesilir. Tedavi esnasında güneşten korunmalıdır.
  • Kimyasal peeling: Özellikle 15-20 konsantrasyonda trikloroasetik asit ile yapılan peeling derinin orta tabakasına kadar soyulma sağlar. Bir aylık aralarla yapılan peeling derinin dokusu, gerginliği ve rengini düzeltir.
  • Pulse dye lazer tedavisi:Düşük dozda 585-nm flash lambalı dye lazer tedavisi ile çatlakların görünümünü azaltır. 4-6 hafta aralarla yapılan birkaç tedavi gereklidir.
  • Fraksiyonel lazerler: Son zamanlarda 3 seans uygulamadan sonra çatlaklarda belirgin iyileşmeye neden olduğu bildirilmektedir.
  • Radyofrekans dalagaları: Son yıllarda çatlak tedavisinde başarılı olarak kullanılmaktadır.
  • İntensive pulse light (IPL): Yoğunlaştırılmış atımlı ışık yan etkileri minimal olduğundan kolaylıkla uygulanabilir. Yapılan IPL tedavisi yeni kollajen ve elastik fibril oluşumunu uyarır.
Çatlaklardan nasıl korunulabilir?
Çatlaklar için ilk önlem aşırı ve ani kilo değişimlerinden kaçınmaktır. Ani kilo alımı kadar, ani kilo vermek de çatlaklara neden olabildiğinden ani kilo değişimler yaşanmamalıdır. Gebelik esnasında cilde masaj yapmak ve cildi yumuşak tutan kremler sürmelidir. Bu amaçla pek çok kremler üretilmiş olmakla birlikte hiçbirisinin kesin olarak cilt çatlaklarını tamamını önlediği söylenemez. Gebelikte aşırı kilo alımının engellenmesi, fiziksel aktivitelerin gereksiz derecede kısıtlanmaması gerekmektedir.

  Alıntı ile Cevapla
Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 04.03.2009, 01:14   #20
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cilt Kliniği-Herşey ve Tedavileri A,dan Z,ye Bu Başlıkta




Bütün kanser türleri içinde deri kanseri en sık görülenidir. Deri kanserinden korunmak için yapılması gereken güneşten korunmaktır. Güneşe aşırı maruz kalma (bronzlaşma dahil olmak üzere özellikle su toplaması ile seyreden ikinci derece güneş yanıkğı) deri kanserinin temel sebebidir. Daha az önemli faktörler tekrarlayan tıbbi ve endüstriyel X ışınlarına maruz kalma, yanık veya yara izi bırakarak iyileşen cilt hastalıkları, kömür katranı veya arsenik içeren maddelere mesleki olarak maruz kalma ve ailede cilt kanseri bulunmasıdır. Açık tene sahip olup güneş yanığı ihtimali fazla olan kişiler, daha yüksek riske sahiptir. Güneş ışınları deri kanserine sebep olan en önemli neden olduğundan en önemli koruyucu önlem güneşten kaçınmaktır.
  • Güneşin dünyaya en dik ulaştığı saatler olan saat 10.00 ile 16.00 saatleri arasında güneşten korunun. Güneşin yeryüzüne dik ulaştığı saatlerde gölgeniz kendi boyunuzdan daha kısadır.
  • Açık renkli sıkı dokumalı koruyucu giysi ve geniş şapka kullanın.
  • Koruma faktörü en az 15 olan güneşten koruyucu kremler kullanın.
20 dakika güneşte kaldığında güneş yanığı geçiren bir kişi, 15 faktörlü bir güneşten koruyucu kullandığında 15 kat daha fazla süre (300 dakika) yanmadan güneşte kalabilir. Bununla beraber güneşten koruyucu kremler kullanarak da güneşte fazla kalınmamalıdır. Çünkü UVA gibi güneş ışınları ki bunlar derideki bağışıklık sistemi ve deri yaşlanmasında sorumludur, güneş koruyucular olsa da deriye ulaşabilir.
Güneşten koruyucu kullanımına çocukluk döneminde başlayın, çünkü yaşam boyu güneşe maruz kalmanın % 80'i 18 yaş altında olmaktadır. 6 ayın altındaki bebekler uzun süre güneşe maruz kalmamalı, eğer kalacaksa güneşten koruyucular kullanılmalıdır.

Erken tanı kesin tedavinin en önemli ilk adımıdır.
Derinizi belli aralıklarla muayene edin. Eğer benlerinizde büyüme değişiklik olursa, derinizde renk değişikliği ve iyileşmeyen yaralar varsa bir an önce Dermatoloji Uzmanına muayene olunuz.

Kanser öncesi deri bulguları
Aktinik keratozlar özellikle güneş ışınlarına aşırı maruz kalmış açık tenli kişilerin yüz, el sırtı ve kollarında rastlanılan küçük üzerleri pullu lekelerdir. Tedavi edilmezlerde deri kanserine dönebilir. Eğer erken evrede yakalanırsa buz tedavisi ile çıkartılabilir, kemoterapi ilaçları içeren krem veya losyonlar kullanılabilir, kimyasal peeling işlemi, dermabrasyon, laser tedavisi veya klasik cerrahi ile tedavi edilebilir. Güneşten koruyucular aktinik keratoz gelişimini engellerler.

Deri kanseri Tipleri:

Üç tip deri kanseri bulunmaktadır.
Bazal hücreli karsinoma-Bu kanser tipi genellikle deride küçük etli kabarıklık şeklinde sıklıkla yüz, boyun ve el sırtlarında ortaya çıkar. Ara sıra gövdede kırmızı yama tarzı alanlar şeklinde görülebilir. Daha sıklıkla açık tenli kişilerde görülür. Bu kansere yakalanan kişiler açık tenli ve renkli gözlüdür ve güneş yanığına eğilimlidir. Bu tümörler hızlı yayılmazlar. 1-2 cm boyutuna ulaşmaları için aylar yıllar gerekir. Tedavi edilmezse; kanserli alan kanamaya başlar, üzeri kabuklanır. Zaman zaman iyileşip, zaman zaman tekrarlama özelliği gösterir. Bu kanser tipi nadiren metastaz (diğer organlara sıçrama) yapmasına rağmen, derinin altındaki kemiğe yayılabilir ve kanserli dokunun yakınındaki dokuları harap edebilir.

Squamöz Hücreli karsinoma - Bu deri kanseri deri de kabarıklıklar veya kırmızı kabuklu yaralar şeklinde ortaya çıkabilir. Squamöz hücreli Karsinoma açık tenli kişilerde en sık görülen ikinci kanser türüdür.Tipik olarak kulak, yüz, dudak ve ağızda görülür. Nadiren esmer kişilerde de görülebilir. Büyük kitleler oluşturabilir. Bazal hücreli karsinomanın tersine diğer organlara yayılabilir. Erken yakalandığında tedavi oranı yüksektir. Bazal hücreli karsinoma ve Squamöz hücreli karsinomada tedavi başarısı % 95 dir.
Melanom - Bütün deri kanserleri içinde en öldürücü olanıdır. Bazal hücreli ve squamöz hücreli karsinoma da olduğu gibi melanomda da erken tanı tedavi şansını arttırır.

Melanom melanin denen pigmenti (deriye rengini veren madde) üreten melanosit dediğimiz hücrelerde başlar. Melanin derimizin rengini verir ve güneşten kısmi olarak korur. Melanom hücreleri melanin üretmeye devam eder ve bu nedenle kanser alanı kahverengi veya siyahtır. Fakat melanom beyaz ve kırmızı da olabilir.

Melanom yayılma özelliği gösterdiğinden muhakkak tedavi edilmelidir. Melanom dikkat çekmeden hızla büyüyebilir. Genellikle bir ben olarak veya kahve renkli bir benin üzerinde veya yakınında ortaya çıkar. Kişiler ciltlerindeki benlerin yerleşimi ve şeklinden haberdar olmalı ki, bunlar üzerinde olan değişiklikleri ve yeni ben çıkışını fark edebilesinler. Yapabileceğiniz en önemli adım benlerinizde herhangi bir değişiklik saptadığınızda hemen bir Dermatoloji uzmanına muayene olmanızdır. Bu sayede derinizdeki melanom tedavi edilebilir aşamada iken yakalanmış olur. Aşırı güneşe maruz kalmaktan, özellikle güneş yanıklarından kaçınma açık tenli kişilerde melanomdan korunmanın en iyi yoludur. Melanomun kalıtsal özelliği de vardır. Ailesinde melanom olan kişilerin riski daha fazladır. Sıra dışı beni olanlar, çok sayıda beni olanlar melanom açısından yüksek riske sahiptir.

Koyu renkli tene sahip olmak melanoma olma riskini ortadan kaldırmaz. Esmer kişilerde de özellikle avuç içi, ayak tabanı, tırnak yatağı ve ağızda melanoma gelişebilir.

Melanom şüphesi oluşturabilecek bulgular: Kabuklanma, kanama, sızıntı, üzerinde kabarma, etrafındaki deriye doğru çıkıntı gösterme, kaşıntı, hassasiyet ve ağrı hissedilmesidir.

Cilt kanserlerine nasıl tanı konulur?
Deri biyopsisi kanserin tanısını koydurur. Erken tanı ve cerrahi tedavi şansını arttırır.
Dermatoloji uzmanları kanseri erken yakalayabilmek için kişisel cilt muayenesinin önemine dikkat çekmektedir.
Derinizdeki çiller, benler ve koyu renkli alanları büyüklük, şekil ve renk değişikliği açısından gözlemleyin. Herhangi bir değişiklik saptadığınızda Dermatoloji Uzmanına başvurunuz.

Melanoma ait Bulgular
Asimetri - Benin bir tarafının diğer tarafından farklı olması. Benin ortasından hayali bir çizgi çiziniz. Benin her iki yanı aynı büyüklük ve aynı şekilde mi? Melanomda genellikle asimetri vardır.
Sınır Düzensizliği - Melanomun sınırı veya kenarı genellikle pürüzlü, çentikli veya bulanıktır.
Renk - İyi huylu benler herhangi bir renkte olabilir, fakat genellikle tek renklidir. Melanom ise sıklıkla birden fazla rengi içinde barındırır.
Büyüklük - İyi huylu benler küçük kalırken melanom büyümeye devam eder. Genellikle 6 milimetreden büyüktür çaptadır.

Kendinizin yapacağı periyodik muayene melanom ve diğer deri kanserlerinden korunmak için en güçlü silahtır. Melanom ancak erken yakalandığında tedavi edilebilir. Aşağıda belirtilen sırayı takip ederek hiç bir yeri atlamadan tüm deri muayenenizi kendiniz yapabilirsiniz. Kendi deri muayenenizi yapmak için bir boy bir de el aynasına ve ışıklı bir odaya ihtiyacınız vardır.
  • Gövdenizin ön ve arka yüzünü ve de kollar kaldırılarak gövdenin sağ ve sol yanını ayna karşısında muayene edin.
  • Kolunuzu dirseğinizden kıvırarak avuçlarınıza, kol iç yüzüne ve üst kola dikkatlice bakınız.
  • Sonra bacaklarınızın arkasına, ayaklara, ayak parmak aralarına ve ayak tabanına bakınız.
  • Boynun arkasını, saçlarınızı kaldırarak el aynası ile kafa derinizi muayene edin.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
başlıkta, kliniğiherşey


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:32.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.